Tiyatroda bulduğumuz ölü kadın hakkında asıl Tuhaf olan şey kadının, antibiyotiklerin bir kaç gün içinde yenebileceği bir enfeksiyondan ölmüş olması. | Open Subtitles | ما هو غريب بشأن الميتة التي وجدناها أنها ماتت من عدوى مضادات حيوية انقرضت منذ زمن بعيد |
Hayır Tuhaf olan benim. | Open Subtitles | لا ادري ربما هو غريب الاطوار |
Ama kandının bakış açısından, adam bir yabancı. Kendisine yakınlık sağlamaya zorlayan biri. | Open Subtitles | ،لكن من وجهة نظرها هو غريب يفرض الألفة عليها |
O bir yabancı. onu daha önceden gördün mü? | Open Subtitles | هو غريب عنا هل رأيته من قبل ؟ |
Gossamer gibi tuhaf bit tipe yardım edebilecek tek kişi başka bir tuhaftır. | Open Subtitles | الشخص الوحيد الذي يستطيع مساعدة غريب أطوار كجوسيمير هو غريب أطوار مثله |
O bu kadar acayip oldukça elimde değil. | Open Subtitles | أنا لا يمكن أن تساعد في ذلك إذا كان هو غريب. |
- Bu tuhaf ve acaip, biliyorum.. Ama en azından denemelisin. | Open Subtitles | أنا أعلم أنه هو غريب وغير حرج، ولكن انت يجب محاولة على الأقل. |
Evet anne, orta yaşlı insanlar internete olta atıyor seks için, bu garip. | Open Subtitles | نعم ولكن أمي، من الناس في منتصف العمر ل يتم التصيد الانترنت لممارسة الجنس هو غريب. |
Pasific Palms Hotel'de. Tuhaf olan ne biliyor musun? | Open Subtitles | إنّها في فندق (باسيفيك بالمز)، أتعلم ما هو غريب حقاً؟ |
Her zaman Brick'in tuhaf olduğunu söylüyorsun ama Tuhaf olan sensin ve bunu o anlıyor. | Open Subtitles | أنت غريب (دوما تتحدث عن غرابة (بريك لكنك غريب ومن هنا أصبح هو غريب |
Ron Tuhaf olan tipti. | Open Subtitles | "رون) كان هو غريب الأطوار)" |
O benim için bir yabancı. | Open Subtitles | هو غريب بالنسبة لي |
İhtiyacımız olan şey bir yabancı, ama bizimle bir şekilde bağlantısı olan. | Open Subtitles | تراجعوا ...ما كنا نحتاجه هو غريب |
- Geri çekilin! İhtiyacımız olan şey bir yabancı, ama bizimle bir şekilde bağlantısı olan. | Open Subtitles | تراجعوا ...ما كنا نحتاجه هو غريب |
Elliot, DiLaurentis ailesi hakkındaki neredeyse her şey tuhaftır. | Open Subtitles | إليوت ،تقريباً كل شيء عن عائلة ديلورانتس هو غريب. |
Ayrıca birisinin hayatınıza girip, bu kadar büyük bir etki bırakıp, geldiği gibi kaybolup gitmesi çok tuhaftır. | Open Subtitles | "وكيف هو غريب شخصٌ ما يدخل عالمك" "ويحدث ذلك التأثير الكبير، ومن ثم يختفي فقط هكذا، ولا يُرى مجدداً" |
-Büyük böyle konularda tuhaftır. | Open Subtitles | الكبير هو غريب عن الاشياء. |
Tersten seks izlemek acayip tuhaf bir şeymiş. | Open Subtitles | الرجل، ومشاهدة الجنس في الاتجاه المعاكس هو غريب فقط. |
Milletin anne baba olarak ikimizi düşünmesi çok acayip. | Open Subtitles | كم هو غريب كيف أن الناس يظنوننا أننا نحن الوالدين! |
Bu tuhaf çünkü.. ...onu suçlayamadığımızı biliyor. | Open Subtitles | والذي هو غريب نظراً لمعرفتها بأننا لا نملك أدلة كافية ضده |
Bu tuhaf. | Open Subtitles | وهذا هو غريب. |
Bak, bu garip oldu. | Open Subtitles | حسنا , اليك ما هو غريب قليلا |
- bu garip işte. | Open Subtitles | - وهذا هو غريب. |