ويكيبيديا

    "هو فقط" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • Sadece
        
    • Tek
        
    • işte
        
    • Az
        
    • Alt tarafı
        
    Önemli olan Sadece verilen bilgi ve tavsiyenin kalitesi mi? TED هل ما يهم حقا هو فقط نوعية النصيحة و المعلومات؟
    Bu ayak izi de Sadece rüzgar milinin yere değdiğinde ortaya çıkıyor. TED ذلك بسبب البصمة، كما يمكنكم أن تروا، هو فقط ملامسة القطب للأرض.
    Sadece işini yapıyor, şikayet etmeden, yalnız ve sessiz bir biçimde. Open Subtitles هو فقط يستمر في شغله دون ان يشتكي ويبقى وحده صامتا
    Sadece basketbolu bırakmak istediğinden bahsetti okul tiyatrosunda çalışmak istediğini. Open Subtitles هو فقط ذكر بأنّك كنت تريد ..ترك كرةسلة . ..للعمل
    Bugün borsadaki Tek yükselen petroldü ve ve bunun da Tek sebebi Bush'un altın arabasına 22 inçlik jant istemesiydi. Open Subtitles الشيء الوحيد في السوق اليوم هو النفط، وهذا هو فقط لأن بوش يريد جنوط 22 بوصة على بلده عربة الجولف.
    Ancak özellikle dalgıçkuşları için hediye alıp verme kur yapmanın Sadece başlangıcıdır. Open Subtitles لكن بالنسبة للطيور الغواصة تحديداً فإن تبادل الهدايا هو فقط بداية المغازلة.
    Sadece evde çalıştığını söyledi ki bu bana eve parayı kadının getirdiğini anlatır. Open Subtitles هو فقط قال بأنّه يعمل في البيت، الذي يخبرني هي تحصل على المال.
    Belki Sadece varsaymıştır. Çoğunlukla bir intihar notu olmaz mı? Open Subtitles حسنا ربما هو فقط يفترض اليس هناك عادة ملاحظة انتحار؟
    Eminim utandırmazsın. Sadece, Roddy programdan önce rahatsız edilmekten hoşlanmıyor. Open Subtitles هو فقط ذلك رودي لا مثل لكي يُزعَجَ قبل المعرضِ.
    Babam çok sıkı çalışıyordu, biraz fazla uyuması gerek Sadece. Open Subtitles أبي كان يعمل بجّد هو فقط يحتاج إلى النوم فحسب
    Sadece kendi içinde diğer çocuklardan daha çok zaman geçiriyor. Open Subtitles هو فقط يعيش في رأسه . أكثر من الأطفال الأخرين
    Bu herif'de Kuklacı tarafından kontrol edilen kuklaklardan biri Sadece. Open Subtitles هذا الرجل هو فقط دمية أخرى تحكّم بها سيّد الدمية.
    Sevmiyor gibi yapıyor ama kafasında Sadece seni kurtarmak var. Open Subtitles يدّعي عكس ذلك، لكن إنقاذك هو فقط ما يُفكّر به
    Babam çok sıkı çalışıyordu, biraz fazla uyuması gerek Sadece. Open Subtitles أبي كان يعمل بجّد هو فقط يحتاج إلى النوم فحسب
    Bir tarafta, Sadece çalışmaya müsait olanlar için, İş Bulma Kurumu yardımı var. Open Subtitles في المقام الأول، فإن منح معاش البطالة، هو فقط لهؤلاء القادرين والجاهزين للعمل.
    Aslında deneyimlediğiniz Sadece ilk bir kaç kattır, gerisi ise yalnızca kartpostallar içindir. TED انها في الواقع سوى أول زوجين من الطوابق التي يمكنها مشاهدتها تماما، والباقي هو فقط للبطاقات البريدية.
    EM: Evet. Bu Sadece ölçük duygusunu verebilmek için. TED الهدف من هذا هو فقط إعطاؤك إحساساً بالأحجام،
    Bu kimseyi küçük görmek değil. Sadece gerçekleri yansıtan bir cümle. TED هذا ليس تقليلاً من أي أحد. هو فقط عرض واقعة.
    Omar Sadece bu buhranda Tek başına düzgün bir psikolojik destek alamayan 350.000 çocuk arasından sıyrılmayı başardı. TED ولكن عمر هو فقط واحد من بين أكثر من 350000 طفل يفتقرون للدعم الصحي النفسي المناسب في هذه الأزمة وحدها.
    Endişelenmeyin.Ben onunla konuşurum. Öğrenmesi gereken Tek şey bu kadına katlanmak. Open Subtitles لا تقلقي,سأتحدّث معه,هو فقط يحتاج أن يتعلّم أن يوقف تلك المرأة
    Benim için onu açabilir misin, işte tam şurada. Open Subtitles هل بالإمكان أن تفتحه لي؟ ذلك صحيح، هو فقط هنا.
    Az sonra evde olacaklar. Hirsch ve Oğulları kitapevi için yapılan protesto gösterisine katıldı. Open Subtitles هو فقط بأنّها كَانتْ أسفل في تلك إجتماع لهيرش ومكتبة الأبناءِ.
    Çok sevinecek bir şey yok. Yani, o Alt tarafı Sadece bir film kralı. Open Subtitles أهذا الشيئ مهم اعني , هو فقط يعد اله صناعة الأفلام

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد