Öğrenmek istediğim tek şey, kurşunların ping pong topları gibi vücudundan nasıl sektiği. | Open Subtitles | مالذي أريد معرفته هو كيفية خروج الرصاص من جسمه وكأنه آلة رمي الكرة |
Annemin beni cesaretlendirdiği tek konu nasıl viski koymayı öğrenmekti. | Open Subtitles | الشيء الوحيدة التي كانت تشجعني لتعلمه هو كيفية سكب الخمر |
Problem, plankton hareketini 3D'de yeterince hızlı nasıl ölçeceğiydi böylece onların hislerini ve davranışlarını formülleştirebilecekti. | TED | هو كيفية قياس حركة العوالق بسرعة كافية وبشكل ثلاثي الأبعاد ليتمكن رياضيا من تحديد نمط استشعارها وتصرفاتها. |
Yani zamanımızın en tipik problemlerinden biri yeteneklerimiz ile öngörümüz arasındaki boşluğu nasıl kapatacağımız. | TED | لذا واحدة من المعضلات التي تواجه زمننا هذا هو كيفية ردم الهوة بين قدراتنا وبين توقعاتنا وتحليلاتنا |
Fakat gerçekten önemli diğer bir farklılık ise büyük eşitlik ortamlarını nasıl sağladıkları. | TED | والامر المهم الآخر الذي يمكن قراءته وإستنباطه هو كيفية قيام تلك الدول بنشر المساواة فيما بين طبقاتها الإجتماعية |
Stresin yeni bilimi ortaya çıkarıyor ki stres hakkında nasıl düşündüğünüz farkediyor. | TED | وهذا بالفعل ما يكشف عنه علم الضغط، هو كيفية النظر إلى مسألة الضغط. |
Bugün hakkında konuşmak istediğim konu babamın durumundaki diğer insanlara nasıl yardım edebiliriz, çünkü kanser araştırmalarına yatırım sağlamak konusundaki düşüncelerimizi değiştirmek zorundayız. | TED | و الذي أريد مناقشته اليوم هو كيفية مساعدة أشخاص كوالدي, لأنه من المهم تغيير طريقة تفكيرنا فيما يتعلق جمع الأموال لتمويل أبحاث السرطان. |
Şimdi, öğrendiğim dördüncü ve en önemli şey, olumlu bir değişim için görüntülerin nasıl kullanıldığı oldu. | TED | والشيء الرابع والأهم الذي تعلمته هو كيفية استخدام الصور لخلق التغيير الإيجابي. |
Etki yaratabilmek için kilit nokta, materyali nasıl kullandığındır. | TED | ليكون لها تأثير, الشيء الرئيسي هو كيفية استخدام هذه المواد. |
Toplumsal cinsiyet bir kişinin toplumda kendini nasıl gösterdiğidir. | TED | نوع الجنس هو كيفية تقديم الأشخاص أنفسهم إلى المجتمع. |
Fakat beyniniz ve tüm vücudunuz için önemli olan bu strese nasıl tepki gösterdiğinizdir. | TED | و لكن ما يهم عقلك و كامل جسدك، هو كيفية استجابتك لذلك التوتر. |
Şimdi size Wii kumandası ile bunu nasıl yapacağınızı göstereceğim. | TED | الذي سأريكم فعله هو كيفية إنشائها بجهاز التحكم |
Ama aslında benim için neredeyse bu iki üründen daha ilginç olan şey, insanların bunlardan nasıl haberdar olduğu. YouTube gerçekten tek bir kişinin bir fikri tüm dünyaya duyurabilmesinin | TED | ولكن، بالنسبة لي، المشوق في الموضوع أكثر من هذين المنتجين هو كيفية تعرف الناس عليهما يو تيوب قد غير الطريقة، أو السرعة |
Biraz daha fazla çaba gerektiren şey, bunu tam olarak nasıl yaptığınızdır. | TED | والذي يأخذ الجهد الأكبر هو كيفية القيام بذلك حرفيًا. |
İlgi alanım, bu bilimin diğer hastalıkları ele almak için nasıl irdeleneceği. | TED | اهتمامي الرئيسي هو كيفية تطوير هذا العلم لمعالجة أمراض أخرى. |
Sizin işiniz, bu bilimle ilişkili olarak, kendi iyi işleyen öğrenme makinenizi nasıl devam ettireceğiniz. | TED | أما القضايا التي تخصّكم و لها صلة بهذا العِلم ، هو كيفية الحفاظ على أداء آلة التعلم لديك. |
Gerçekten endişendiğim konu insanlar olarak, biyolojik organizmalar olarak özfarkındalığı nasıl desteklediğimiz. | TED | الشئ الذي أهتم به أكثر هو كيفية دعم وعينا الذاتي كبشر، ككائنات حية ؟ |
Öğreneceğiniz ilk şey onu nasıl tutacağınızdır. | Open Subtitles | أول شيء يجب أن تتعلم هو كيفية الاحتفاظ بها. |
Şimdi her iki taraf için en büyük sorun başarılı yarma harekatını nasıl devam ettirecekleriydi. | Open Subtitles | كان التحدي الاكبر بالنسبة للجانبين الان هو كيفية دعم أي اختراق ناجح يحققه |
Çok endişeliydik, bunu sahibine nasıl izah ederiz diye düşünüyorduk. | Open Subtitles | كان ما يقلقنا هو كيفية تفسير الأمر للمالك |