Kafana kurşun sıkmamamın tek sebebi koz için sana ihtiyacım olabilir. | Open Subtitles | السبب الوحيد لعدم القضاء عليك هو لأنني ربما أستخدمك كوسيلة ضغط |
Neden güneş gözlüğü taktığımı merak ediyorsunuzdur, Bunun tek cevabı cazibe hakkında konuşmak için burada olmam. | TED | قد تتسائلون لما ذا أرتدي نظارات شمسية وأحد الأجوبة هو لأنني هنا لأتحدث عن الإبهار |
Acaba sana bakıp tadının ne kadargüzel olacağını... düşünmek hoşuma gittiği için mi... | Open Subtitles | هل تعتقدين أن السبب هو لأنني أحب النظر إليكِ وأتخيل كيف سيكون شعوري عندما أكون معكِ |
Daha önce de sana gelmiştim çünkü senin rolüne gireceğim için oldukça gerginim. | Open Subtitles | السبب الوحيد الذي قصدتك من أجله هو لأنني... أشعر بالقلق الكبير كوني أنت |
Bunu sadece Patricia ile uzun zamandır görüşmediğim için yaptım. | Open Subtitles | أنا فقط هو لأنني ما كَانَ عِنْدي رَأى باتريسيا في مدَّة طويلة. |
Çadırımı temizlemediğim için yapıyorsan, özür dilerim. | Open Subtitles | إذا كان هذا هو لأنني لم أكن تنظيف خيمة بلدي ، أنا آسف. |
Çadırımı temizlemediğim için yapıyorsan, özür dilerim. | Open Subtitles | إذا كان هذا هو لأنني لم أكن تنظيف خيمة بلدي ، أنا آسف. |
Tatlım, senle evlenmek istememin nedeni bunun senin için önemli olduğunu biliyor olmam. | Open Subtitles | حبيبي ، السبب لرغبتي في الزواج منك هو لأنني أعرف أن هذا مهم لك. |
Bütün bunları yapmamın nedeni kendi bebeğimi taşımak istemem, başka birinin benim için yapması değil. | Open Subtitles | السبب كله لفعل هذا هو لأنني أريد أن أنجب طفلي لاأنأجعلأحد آخر يفعلهذا. |
Aslında burada olmamam gerektiği için mi hastayım? - Hayır. | Open Subtitles | ان السبب اني مريضة هو لأنني لا ينبغي أن اكون هنا ؟ |
Belki de kadın olduğum için ben farklı duyuyorumdur. | Open Subtitles | ولربّما السبب في كوني أسمع المحادثة بشكل مختلف هو لأنني امرأة |
Saklambaş oyununun ortasında olduğumuz için buraya gelebildim. | Open Subtitles | السبب الوحيد لوجودي هنا هو لأنني بمنتصف جولة من لعبة الغميضة |
Sonunda ona, ona aşık olmakta zorluk çekmemin nedeninin zaten başka birine aşık olduğum için olamadığını anlattım. | Open Subtitles | أخبرتها أخيراً أن السبب لصعوبة وقوعي في حبها هو لأنني بالفعل |
İçini dolduracak inanılmaz ampullerim olduğu için. | Open Subtitles | هو لأنني لدي هذه الأثداء المدهشة لملئه |
Çünkü seni her şeyde iyi olduğun için kıskanıyordum. | Open Subtitles | ...و السبب هو لأنني كنت غيور لأنك كنت جيد في كل شيء |
Parasını ödediğim için bunları yapabiliyorsun. | Open Subtitles | كل ما تفعلينه، هو لأنني أنا أدفع ثمنه |
- Sabah "Seni seviyorum." dediğim için mi? | Open Subtitles | هل هو لأنني قلت: "أنا أحبك،" هذا الصباح؟ |
Sanırım nişanlı olduğum için! | Open Subtitles | اعتقد انه هو لأنني تعمل. |
Artık yapmak istemediğim için. | Open Subtitles | هو لأنني ما عندي الرغبة لتعمل... |
Geç kaldığım için mi? Sorun nedir? | Open Subtitles | هل هو لأنني تأخرت ؟ |