Gökyüzünü bir daha görmeyi hak etmiyor ya da temiz hava solumayı. | Open Subtitles | هو لا يستحق ان يرى السماء او يتنفس الهواء ثانية |
Bir darbe daha yemeyi hak etmiyor. | Open Subtitles | و هو لا يستحق أن يتلقّى ضربة أخرى |
Senin yardımını hak etmiyor. | Open Subtitles | هو لا يستحق مساعدتك |
Böyle bir üzüntüyü haketmiyor. | Open Subtitles | هو لا يستحق هذا النوع من الحزن سيكون بداخل مأزق كبير |
Mike'ı seçersem Ian'ın kalbi kırılacak ve Ian bunu haketmiyor. | Open Subtitles | (عندما أختار (مايك)، فسيُفطر قلب (ايان و هو لا يستحق هذا |
Bunu hak etmedi, hiçbirini hak etmedi. | Open Subtitles | هو لا يستحق ما حدث له لا يستحقه أبدا |
o buna değmez. | Open Subtitles | لا أعتقد أن عليكِ الحضور إلى هنا هو لا يستحق هذا، أليس كذلك؟ |
Bunun için ölmeyi hak etmiyor. | Open Subtitles | و هو لا يستحق الموت بسبب ذلك |
Yine de bunu hak etmiyor. Ben de hak etmiyorum! | Open Subtitles | حسنا مع ذلك هو لا يستحق هذا |
Bunları hak etmiyor o. | Open Subtitles | هو لا يستحق كل هذا. |
Hiçbir bok hak etmiyor. | Open Subtitles | هو لا يستحق أي شيء |
Hızlı bir ölümü hak etmiyor. | Open Subtitles | هو لا يستحق موت سريع |
Tek bir tuğlayı hak etmiyor. | Open Subtitles | هو لا يستحق طوبة واحدة |
Seni tanımayı haketmiyor, Rae. | Open Subtitles | هو لا يستحق ان يعرفك ري |
Başka bir şansı haketmiyor. | Open Subtitles | هو لا يستحق فرصة أخرى. |
Bunu hak etmedi. | Open Subtitles | هو لا يستحق ذلك. |
Hey, rehineni gitmesine izin verdi. o buna değmez. | Open Subtitles | لقد ترك الرهينة تذهب هو لا يستحق هذا |
Benim tanıdığım arkadaşın, o buna değmez. | Open Subtitles | الذي اعرفه هو لا يستحق هذا |