''Side hustle'' tamamen kendi başınıza olmadan önce bunu deneme ve bu yetilere sahip olup olmadığınızı görmek için harika bir yol. | TED | النشاط الجانبي هو وسيلة رائعة لتجربة أن تكون مديرك الخاص ومعرفة ما إذا كان لديك هذه المهارات قبل أن تكون مدير نفسك. |
Ağaçlarda yaşamak avcılardan kaçınmak için iyi bir yol ve yemek için çok yaprak var. | TED | المكوث وسط الأشجار هو وسيلة جيدة لتجنب الحيوانات المفترسة، وهناك الكثير من الأوراق للأكل. |
Bence biz iletişimimizi kaybettik, ve bu çevremizle yeniden iletişim kurmak için harika bir yol. | TED | واعتقد اننا فقدنا الاتصال بنا ، وهذا هو وسيلة رائعة لإعادة ربط بيئتنا. |
Kolay olacağını düşünmedim, ama en azından, zaman geçirmek için iyi bir yol. | Open Subtitles | أنا لم أعتقد أنه سيكون سهلأ لكن على الأقل هو وسيلة جيدة لتمرير الوقت |
Cade'in yaratılışından bir kalıntı ve bu onu yok edebilir. | Open Subtitles | سلاح من صنع (كايد) هو وسيلة تدميره؟ |
Beni iş ortaklarımın önünde aşağılamak bunu göstermek için komik bir yol. | Open Subtitles | مذلة لي أمام بلدي شركاء العمل هو وسيلة مضحك من عرضه. |
Evet, arkadaş edinmek için güzel bir yol ama bir iPad alamayacaksın. | Open Subtitles | نعم، هو وسيلة رائعة لكسب الاصدقاء، إلا أنت لا تحصل على آي باد. |
Yorulmuş olmalısın, burası uzun bir yol. | Open Subtitles | يجب ان تكون متعبا. بل هو وسيلة طويلة هنا. |
Eğer bana moral vermeye çalışıyorsan, çok garip bir yol seçiyorsun. | Open Subtitles | إذا كنت تحاول أن تجعلني أشعر الأفضل أن هو وسيلة غريبة للقيام بذلك. |
Şimdi yapacağımız şey Bowling Salonundaki Homer`ı "Günlük Homer"a dönüştürebileceğimiz bir yol düşünmek. | Open Subtitles | ما يتعين علينا القيام به هذا الرقم هو وسيلة لجعل "قاعة البولينج هومر" في كل يوم هومر" |
Ama belki bu bir yol açar bu işi düzeltmem için. | Open Subtitles | ولكن ربما هو وسيلة ل، أنت تعرف... جعل ذلك الحق. |
Kendimi tanıtmak için kötü bir yol. | Open Subtitles | [كلا الشخير] هذا هو وسيلة رهيبة أن أقدم نفسي. |
Ölmek için çok kötü bir yol değil mi? | Open Subtitles | وهذا هو وسيلة رهيبة للموت، أليس كذلك؟ |
O Bize ulaşmak için bir yol bulacaktır. | Open Subtitles | فسوف يجد هو وسيلة للوصول إلينا |
Neyse, dedim ki, bir sandalye ofisteki diğer çalışanlara, çalışmalarının nasıl ödüllendireceğini gösteren iyi bir yol olacaktır. | Open Subtitles | على أيّ حال، قلتُ أنّ الكرسي هو وسيلة طيّبة للإظهار للموظفين الآخرين في المكتب... -كم تقدر الخاصيات قيّمة . |
Gayet kolay bir yol var... | Open Subtitles | هذا هو وسيلة مريحة للغاية ... |
Cade'in yaratılışından bir kalıntı ve bu onu yok edebilir. | Open Subtitles | سلاح من صنع (كايد) هو وسيلة تدميره؟ |