Teknik olarak bu senin fikrin değil, ama yeterli. Onları ekrana aktar. | Open Subtitles | عمليا هى ليست فكرتك و لكنها جيدة بما يكفى ضعيهم على الشاشة |
Sonuçta bu sadece hijyen meselesi değil, biraz hoş vakit geçirme ihtimali de var. | TED | فى النهاية هى ليست فقط مسالة نظافة، لكن من الممكن أن تكون وسيلة إستجمام أيضا. |
Size göstermeyi umduğum şey bu kurnazca iddiaları didiklerken, bu kurnaz iddiaların ardındaki bilimsel iddiları deşmek kusur bulmak için yapılan bir aktivite değil, topluma faydalı olduğu kadar | TED | وما أسعى لأن أشرحه هون أن دحض هذه الإدعاءات الهزيلة، وإختبار الأدلة التي تقوم عليها هذه الإدعاءات، هى ليست أكثر من أنشطة مغلوطة شريرة ; إنها أمرٌ مفيد إجتماعياً |
- Yuvarlak değil işte, düz. O mektubu hatırlıyor musun hani bize... | Open Subtitles | أن الأرض مستديرة هى ليست مستديرة، هى مستوية |
Denizci olmak çok kötü bir meslek değil, düşman denizaltılarını saymazsak tabi ki. | Open Subtitles | حسنا، هى ليست حياة سيئة، جندي البحرية، ماعدا الغواصات. |
Şey, o benim değil aslında, gerçekten,... ama bir an önce arazide olmak istiyoruz. | Open Subtitles | حسنا, هى ليست شجرتى بالضبط ولكننا نُريد أن نضعها فى التربة فى أسرع وقت ممكن |
-İyi bir insan değil. | Open Subtitles | كنت فى السجن لخمس سنوات ولا تجدها جذابة هى ليست شخصا جيدا |
O yaratıkta o güçler var ve dalga geçilecek birisi değil. | Open Subtitles | تلك الغريبة تمتلك قوى هائلة ، و هى ليست شخصا تود أن تعبث معه |
İslam adına yapılan terör ve şiddet eylemleri, sadece yanlış değil, İslam'a da karşıdır. | Open Subtitles | الأعمال الأرهابية التى حدثت تحت مسمى الإسلام هى ليست خطأ فقط وأنما هى مضادة للإسلام |
Faunia Farley sana göre değil ve senin dünyandan biri değil. | Open Subtitles | تخلى عنها و ستنتهى متاعبك فونيا فيرلى ليست من طبقتك و هى ليست من دنياك |
Onun bir otel odasına, ilk kez "yanlışIıkla" girişi değil. | Open Subtitles | . هى ليست المرة الأولى التى يخطأ فيها فى غرفة فندق |
Büyük bir olay değil. Büyük bir olay gibi. | Open Subtitles | هى ليست قضية كبرى . هذا نوع من القضايا الكبرى |
O artık bir ev kadını değil, uçmuş gitmiş. Anladın mı? | Open Subtitles | الان , هى ليست ربة منزل هى راقصة روك اند رول, حسنا؟ |
Hayır, değil. Bu senin evin değil, o da senin karın değil. | Open Subtitles | لا ، إنه ليس كذلك ، إنه ليس منزلك و هى ليست زوجتك |
Yasal park etmede de pek iyi değil ayrıca. | Open Subtitles | هى ليست جيدة فى ركن السيارة حسب التعلمات أيضاً |
- Hapiste değil. - Evet, ama güvende de değil. | Open Subtitles | و هى ليست فى السجن نعم ، و هى ليست آمنة أيضا |
Asla kimseye yardım etme. Sen çıplaktın, ama o değil miydi? | Open Subtitles | لا تُساعد اىّ شخص على الاطلاق اذاً انتِ كنتِ عارية و هى ليست كذلك ؟ |
Parayı ödeyene kadar, değil. | Open Subtitles | ليس حتى تدفعى الغرامة حتى ذلك الحين هى ليست سيارتك |
Yeni talimatlardan pek memnun değil gibi gözüküyor sanırım? | Open Subtitles | إذن , هى ليست سعيدة بالمسئول الجديد صحيح؟ |
Burada değil. Tüm öğleden sonra dışarıdaydım. | Open Subtitles | هى ليست هنا، انا كنت بالخارج طوال فترة بعد الظهر |