Tıpkı yaşlı Hazel Dobkins'in tüm ailesini ortadan kaldırdığı gibi. | Open Subtitles | مثل العجوز هيزل دوبكنز التى ذبحت جميع عائلتها |
Hazel'in ve genç Roxy'nin suçlu olduğu ortada. | Open Subtitles | نعرف أن هيزل فعلت ذلك نعرف أن الصغيره روكسى فعلت ذلك |
Yaşlı Hazel Dobkins'in tüm ailesini halletmesi gibi. | Open Subtitles | مثل هيزل دوبكنز كبيرة السن ثبّت عائلتها الكاملة |
Hazel'in yaptığını biliyoruz. Genç Roxy'nin de yaptığını biliyoruz. | Open Subtitles | نعرف هيزل قامت به نعرف روكسي صغيرة قامت به |
- Akşam Hazel'larda kaldı. - Hazel da kim? | Open Subtitles | لقد نامت عند هيزل الليلة الماضية من هي هيزل؟ |
- Yemeği kaçırdın. - Ah evet, Hazel'larda ders çalışıyoruz. | Open Subtitles | لقد فوتي العشاء ياطفلتي انا أدرس عند هيزل |
Hazel, belki annen o Valentino'yu hediye verebilir. | Open Subtitles | هيزل اعتقد أن والدتك لا تريد فستان فالنتينو |
Hazel, çaresizliğini öbür odadan duyabiliyorum. | Open Subtitles | هيزل , استطيع سماع تذمرك من الغرفة المجاورة |
Avrupa'nın bir yerindendiler... ve orada hep bir Hazel vardır. | Open Subtitles | كانوامنمكانمافيأوروبا... وهناك دائما هيزل في أسرتها. |
Bence Avrupa'da her zaman bir Hazel vardır. | Open Subtitles | أعتقد أن هناك دائما بعض هيزل في أوروبا. |
- Hazel arkadaşımdır. - Arkadaşın bütün ailesini öldürmüş. | Open Subtitles | هيزل صديقي أخذ صديقك عائلتها الكاملة |
Ama daha önce, birileri Hazel Ortega'yı öldürmek için bir tuzak hazırlamalı. | Open Subtitles | ولكــن قبل ذلك لابــد أن يتحمــل أحــد مسؤوليــــة (محــاولة قتل (هيزل أورتيقــا |
Son birkaç aydır Hazel ile birlikteyim ve ikinci safaya geçtiğimizden beri... | Open Subtitles | انا كنت اسكن مع هيزل في الشهور الماضيه , ونحن وصلنا للدرجه الثانيه ... |
Hazel ise kendisini domuz sınıflandırma makinesine saklıyor. | Open Subtitles | و هيزل تحفظ نفسها لآلة لحم خنزير من فئه ألف . |
Hazel benim ilk kız arkadaşım ve onu mutlu etmek için her şeyi doğru yaptığımdan emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | القصه وما فيها ان هيزل صديقتي الحميمه الأولى , و اريد ان اتاكد اني افعل كل شيء لإبقائها سعيده . |
Akşam yemeği düşüncenizi Hazel'e bahsetmiştim. | Open Subtitles | لقد اخبرت هيزل عن فكرتك في حفلة العشاء. |
"Hazel"i izlemek istemiştim ama bir türlü yayın alamadım. | Open Subtitles | أردت فقط أن أشاهد "هيزل"، لكن لا يوجد بث. |
Merhaba. Ben Hazel Haskett. Clearwater Deniz Akvaryumu'na hoş geldiniz. | Open Subtitles | (مرحباً، أنا (هيزل هاسكت أهلاً بكم في أكواريوم (كليرووتر) البحري |
Nick, bu Hazel Dobkins. | Open Subtitles | نيك .. هذه هى هيزل دوبكنز |
Kanada'da da pek fazla olmuyor zaten... Bir keresinde "Fındık Ağacı" denen bir tane vardı. | Open Subtitles | لا تأتينا أعاصير كثيرة في (كندا) أيضًا كان هناك إعصار يدعى (هيزل) |
HASEL'ler bir ahududuyu zarar vermeden alabilecek kadar nazik. | TED | تستطيع عضلات (هيزل) أن تلتقط حبّة توتٍ بعناية بدونِ أن تسبب ضرراً لها. |