ويكيبيديا

    "هيكلي" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • Yapısal
        
    • iskeletim
        
    Merkezinde aslında Yapısal düşünce vardır, bir sistem gibi: Varlıkları hem işlevsel, hem de deneysel olarak nasıl düzenleyebiliriz? TED يوجد في صميمها تفكير هيكلي مثل النظام: كيف يمكن أن نٌرتب الأمور بطريقة وظيفية وأخرى تجربية في نفس الوقت؟
    Görünüşe göre nedenlerden biri ekonomik ve Yapısal. TED فمن الواضح أن أحد الأسباب هو اقتصادي أو عمراني هيكلي.
    Bakımı, sağlık sistemine yerleştirmek için ihtiyacımız olan şey, toplumsal ve Yapısal reform gibi derindedir. TED لكن لدمج الرعاية في قلب المنظومة الصحية نحتاج الى تغيير هيكلي مجتمعي عميق.
    Önemsiz bir Yapısal uyarı, ama, sismik olarak, bina dayanıklı görünüyor. Open Subtitles تحذير هيكلي بسيط، ولكن زلزالياً يبدو المبنى صامداً
    Bir ayna oyunuyla, iskeletim görünüyordu. Open Subtitles وبحركة سريعة للمرايا، يمكنك رؤية هيكلي العظمي
    Sonuçta ben bir iskeletim. Open Subtitles أتخيل وببساطة أن هيكلي العظمي هو أنا
    Yapısal hasardan söz ediyoruz. Sızdırmadan, kıvılcımlardan. Open Subtitles نحن نتحدث عن خلل هيكلي في الأسفل هناك تسرُّب, و تلامس شراري.
    Evet, bu yüzden krokiler üzerinde Yapısal incelemeler yapıyorum. Open Subtitles أجل، حسناً لهذا السبب أقوم بتحليل هيكلي للمخطط
    Sınavda çıkar mı? 'Yapısal' nasıl yazılıyordu?" TED هل سيكون هذا موجوداً بالإختبار؟ كيف تتم تهجئة 'هيكلي'؟"
    - Biliyorum. Yapısal bir kalp hasarı yok. Open Subtitles أعلم، لا يوجد ضرر هيكلي في عضلة القلب
    Çabucak yapılacak bir Yapısal inceleme. Open Subtitles وهو عبارة عن تفتيش هيكلي سريع.
    Merkezinde süngersi, sertleşebilir ve sıvıyla -- yani kanla -- dolu olup, aynı zamanda sert Yapısal proteinler olan kolajen bakımından zengin bir dokuyla çevrili başka bir doku var. TED لديه فضاء مركزي من النسيج الاسفنجي المنتصب والمملؤ بالسائل -- الدم في هذه الحالة-- محاط بجدار من النسيج والغني ببروتين هيكلي صلب يُسمى "الكولاجين".
    Zaman ayrımcılığını tecrübeliyoruz, ve bize şunu söylüyor; sadece Yapısal olarak değil, ayrıca kişisel olarak, kaybedilmiş keyif anlarında, kaybedilmiş bağ anlarında, sevenlerle geçirilecek kaybedilmiş kaliteli zamanda ve kaybedilmiş sağlıklı yaşam yılları. TED نحن نعاني من العنصرية ’الوقتية‘ كما يقول لنا، ليس بشكل هيكلي فقط، ولكن بشكل شخصي أيضًا: من خلال خسران لحظات الفرح، خسران لحظات التواصل، خسران في نوعية الوقت الذي نمضيه مع أحبائنا وخسران أعوام من الحياة ذات النوعية السليمة.
    Paul Farmer gibi medikal antropologlar, kendisi Haiti'de AIDS üzerine çalıştı, bunu Yapısal şiddet olarak betimlerler: yapısaldır çünkü sosyal dünyada adaletsizlik, politik ve ekonomik örgütün içine yerleşmiştir, çoğu zaman ayrıcalıklı ve güçlü olanları bulmaz; ve şiddettir çünkü etkisi-- erken ölüm, ızdırap, hastalık--şiddettir. TED علماء الانثروبولوجيا الطبية مثل بول فارمر، والذي قام بدراساته على الإيدز في هايتي، يُسمّي هذا العنف الهيكلي: هيكلي لأن الإساءات كامنة في التنظيم على المستوى الإقتصادي والسياسي في عالمنا الاجتماعي، وغالبا بطرق غير مرئية لذوي الامتيازات والسلطة، وبما أن العنف هو انعكاس-- فحالات الوفاة المبكرة والمعاناة والمرض-- هي نوع من العنف.
    (Gülüşmeler) Binlerce yıl sonra iskeletim bulunacak olsa erkek ilan edileceğim. TED (ضحك) إن اكتُشِف هيكلي العظمي بعد آلاف السنين، سأُصنف على أني ذكر.
    Benim iskeletim şakalara alet olmayacak Shawn Open Subtitles (هيكلي العظمي لن يصبح مدعاة للسخريـة، (شـون

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد