Bu gördüğünüz, Kuzeydoğu Arjantin'deki taş yatakları arasında hoş bir helikopter uçuşu. | TED | سيبدو وكأننا في رحلة هيلوكبتر جميلة في هذه الأراضي القديمة الموجودة في شمال شرق الأرجنتين |
Opera binasının çatısına helikopter indireceksin. | Open Subtitles | سوف تحضر طائرة هيلوكبتر فوق سطح دار الاوبرا |
Bak bakalım oraya helikopter yollayabilecek misin. | Open Subtitles | انظر ما إذا كان بإمكانك إرسال هيلوكبتر إلى هناك. نعم. |
Ayrıca, ani tahliye gerekirse diye bir iki helikopter beklemede kalır. | Open Subtitles | هيلوكبتر واحده أو اثنتان في سيكونون في وضع الاستعداد في حالة الاخلاء المفاجىء |
Fakat görünmez helikopterleri yoksa, izimizi kaybettirdim. | Open Subtitles | أعني، كانت ساعة ونصف لكن مالم يركبوا هيلوكبتر غير مرئية، فقدتهم |
helikopter. Helikoptere ne dersin? | Open Subtitles | هيلوكبتر، ربما أستخدم هيلوكبتر |
"Mode"un çatısına bir helikopter pisti mi gerekiyor? | Open Subtitles | ويلي؟ اتحتاجين مهبط هيلوكبتر في السطح؟ |
20 yıl önce mi ne, Myanmar'daki bir helikopter kazasında. | Open Subtitles | لقى حتفه في اصطدام طائرة هيلوكبتر في "ميانمار " منذ 20 عام |
Hayır, elbette olmadı. helikopter vardı, anlıyor musunuz? | Open Subtitles | بالطبع لا كانت هناك هيلوكبتر |
Bir helikopter yaklaşıyor. | Open Subtitles | هناك هيلوكبتر تقترب |
Hayır, helikopter değildi. | Open Subtitles | لا لم تكن هيلوكبتر |
helikopter sesi duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت محرك هيلوكبتر |
Bill Gates, Lanai'de evlenince paparazziler görüntülemek için kullanamasın diye Hawaii adalarındaki tüm helikopterleri kiralamıştı. | Open Subtitles | أعني, عندما تزوج (بيل جيتس) في (ليناي) - أحد جزر هاواي- أجر كل هيلوكبتر على جزر هاواوي |