Düşünsenize, Helen Keller eğitim görürken işte burada yemek yiyordu. | Open Subtitles | وفقط فكر هنا هيلين كيلير كانت تأكل عندما كانت هنا |
Helen Keller'in sana yaptıklarından sonra bunu hak ettin. | Open Subtitles | هذا أقل الواجب يا رجل، نظراً لما فَعَلَتهُ بكَ هيلين كيلير هناك |
Benim kahramanım, Helen Keller. | Open Subtitles | بطلي الشخصي هيلين كيلير |
O Helen Keller değil. Mesajı alınca bizimle buluşacaktır. | Open Subtitles | (إنها ليست (هيلين كيلير ستتلقى الرسالة وتقابلنا هناك |
Tamam, erkeklere şu "diliyle alfabeyi yazma" şeyini ilk kim öğretti bilmiyorum ama bu kendimi öğretmeni tarafından becerilen Helen Keller gibi hissettiriyor. | Open Subtitles | حسناً, لا أعلم أول من علم الشباب حركة الأحرف الهجائية باللسان لكن هذا يشعرني كأني (هيلين كيلير) |
Helen Keller. | Open Subtitles | {\cH1819DC}" هيلين كيلير |
Helen Keller'ın bir zamanlar dediği gibi... | Open Subtitles | (كما قال (هيلين كيلير |
Helen Keller. | Open Subtitles | هيلين كيلير |
- Helen Keller vermiş. | Open Subtitles | -بواسطة (هيلين كيلير) |