Sorun şu ki, verici eğer zanlıysa, olay yerinde hiç DNA bırakmamış. | Open Subtitles | المشكلة هي , إن كان المعتدي هو المضيف للديدان و لم يترك حمضاً نووياً قابلاً للإستعمال بالموقع |
Biz de öyle yapacaktık. Sorun şu ki sokak polis kaynıyor. | Open Subtitles | نحن نعمل على هذا المشكلة هي إن هناك العديد من الشرطة في الشوارع |
Tek sorun şu ki takım yıldızı tek başına yeterli değil. | Open Subtitles | المشكلة هي إن الكويكبة لوحدها لاتفي بالغرض |
Pilot olmak konusundaki şey şu ki, konsantrasyondaki bir boşluk, bir yanlış karar ve ölürsün. | Open Subtitles | المسألة في أن تكون طياراً هي إن لحظةً من فقدان التركيز أو قرارٌ خاطيءٌ واحد يؤدي لهلاكك |
Gerçek şu ki, bana güvenen insanların sonunda canı yanar. | Open Subtitles | الحقيقة هي.. إن الناس يعتمدون علي ثم يصابون بالأذى |
Sorun şu ki telefonu kapalıysa ya da şarjı bitmişse yerini belirleyemeyiz. | Open Subtitles | أجل، حسنٌ، المشكلة هي إن أُغلق هاتفها أو نفذت بطاريته، فمستحيلٌ أنّ نحدد مكانه. |
Problem şu ki, yargıç son bulduklarınıza göre, mahkumiyet kararlarını bozarsa üçü de serbest kalmış olur. | Open Subtitles | المشكلة هي: إن دحض القاضي الإدانة بناءً على ما اكتشفته فسيطلق سراح ثلاثتهم |
Gerçek şu ki Paul Revere, LongFellow 1861'de şiirini yayınlayana kadar meşhur değildi. | Open Subtitles | الحقيقة هي إن "باول ريفيري" لمْ يصبح شخصيةً معروفة على مستوى الوطن "حتى 1861 لمّا نشر "لونغفيلو تلكَ القصيدة |
İşin özü şu ki bir adamın ilk randevuda şişeye işemeni istemesini komik bulmuyorsan sana göre değilim demektir. | Open Subtitles | خلاصة الحديث هي إن لم تعتقدي أن الشخص الذي طلب منك أن تتبولي في قنينة في الموعد الأول أنه ظريف اذاً انا لست الشخص المناسب لكِ |
Sorun şu ki... Anten benim arabada. | Open Subtitles | ...المشكلة هي إن الهوائي في سيارتي |