Gerçek şu ki, bazen ne yaptığıma dair hiçbir fikrim olmuyor. | Open Subtitles | الحقيقة هي انني اغلب الوقت لا املك اية فكرة عما افعله |
Gerçek şu ki Dışişleri Bakanlığı için seni hiç adaylığa koymazdım bile. | Open Subtitles | الحقيقة هي انني لا اريد ترشيحك لمنصب وزير دولة في المقام الأول |
Fakat, gerçek şu ki, ondan sonra, neredeyse uyanık olduğum her dakikayı bu hayali kovalayarak geçirdim. | TED | لكن الحقيقة هي انني قضيت كل لحظة استيقاظ تقريبا منذ ذلك الحين اطارد تلك الرؤية. |
Gerçek şu ki, ben Yuma'da bir adama rastladım. | Open Subtitles | حسنا، الحقيقة هي انني التقيت برجل في يوما |
İşin gerçeği, kendi hayatıma onlarınkinden daha çok değer verdim. | Open Subtitles | صراحة لقد وجدت ان الحقيقة هي انني فضلت حياتي على حياتهم |
Gerçek şu ki, Casey ile yaşadıklarımı hiç birşeye değişmem. | Open Subtitles | الحقيقة هي , انني لن ابادل اي شئ بوقتي مع كايسي |
Sorunum şu ki iyi mi kötü mü çalıyoruz bilemiyorum. | Open Subtitles | مشكلتي هي انني لا اعرف اذا كنا نؤدي جيدا او لا |
İyi haber şu ki, hala seninle sevişmek istiyorum. | Open Subtitles | الأخبار الجيدة هي انني لا زلت أريد ممارسة الجنس معك |
Aslında, gerçek şu ki burada hiç arkadaşımın olmaması, yani konuşabilecek kimsem yok. | Open Subtitles | الحقيقة هي انني لاأملك أي أصدقاء هنا والذي يعني ليس لدي احداً للتحدث إليه |
Olay şu ki, kendini olaya dahil hissetsin diye kendimden feragat ediyorum ama uzak ve mesafeli davranıyor. | Open Subtitles | النقطه هي انني اجعله يشعر بانه مشمول ولكنه بعيد مشتتا |
Sorun şu ki ancak müzik kutusunda iyi olabilirim. | Open Subtitles | المُشكلة هي انني أعتقد انني سأصبح جيداً فقط على ماكينة تشغيل الأغاني |
- Susun! Sorun şu ki ne zaman katılsam, kazanamadım. | Open Subtitles | المشكله هي انني كلما ادخل لا استطيع الفوز |
Sorun şu ki, artık Pradeep'ın bombayla bir ilgisi olduğunu düşünmüyorum. | Open Subtitles | المشكلة هي,انني لا اعتقد ان براديب هو الفاعل |
Gerçek şu ki, kedim daha ne kadar yaşar emin değilim. İsraf etmeyi hiç sevmem. | Open Subtitles | تعلمون، فإن الحقيقة هي انني لست بالتأكيد ستعمل قطتي يعيش بكثير لفترة أطول، لذلك أنا أكره أن تضيع عليه. |
Ama olay şu ki, çevrimiçi biriyle tanıştım ve şehre gelip onunla tanışmak istedim. | Open Subtitles | ولكن النقطة هي, انني قابلت شخصًا على الإنترنت وقررت ان آتي للمدينة وأقابله |
Olay şu ki, ben Mantle'ın dul eşine; çocuğumun ismini Yedi koyacağıma dair söz verdim. | Open Subtitles | -حسنا اتعلمين, المعضلة هي انني وعدت أرملة مانتيل انني سأسمي طفلي سبعه |
Asıl gerçek şu ki; sanırım çok fazla mutlu ya da hoşnut olmak istemiyorum. | Open Subtitles | - الحقيقه هي, انني ربما لا اريد ان اكون سعيده جدا او راضيه |
Gerçek şu ki Sarah'ı hiçbir zaman sevmedim. | Open Subtitles | الحقيقة هي انني لم احب ساره ابداً |
Gerçek şu ki, hep seni kıskanmışımdır. | Open Subtitles | الحقيقة هي انني لطالما كنت غائرة منك |
Ağabeyimi hep rahatsız ettim ama gerçek şu ki gerçek şu ki onunla gurur duyuyorum. | Open Subtitles | ,استلفت من اخي كثيرا ... ولكن الحقيقة هي ...الحقيقة هي انني فخور جدا به |
İşin aslı, yeterince dayanıklı olmayan benim. | Open Subtitles | الحقيقة هي انني انا الذي لست قويا بما يكفي لأكون هنا |