Gerçek şu ki bu adamda Puppet Master tarafından kontrol edilen başka bir kukla. | Open Subtitles | الحقيقه هي ان هذا الشخص لعبة اخرى مسيطر عليه من قبل سيد اللدميه |
Gerçek şu ki, bu genç adam... sigortacılık denen bu çılgın işteki... en iyi risk değerlendirme uzmanıdır. | Open Subtitles | الحقيقة هي ان هذا الشابّ هنا هو أفضل خبير تقدير للخطر في كل ميتشيجون نحن ندعوه عمل تأمين |
Gerçek şu ki, bu genç adam... sigortacılık denen bu çılgın işteki... en iyi risk değerlendirme uzmanıdır. | Open Subtitles | الحقيقة هي ان هذا الشابّ هنا هو أفضل خبير تقدير للخطر في كل ميتشيجون نحن ندعوه عمل تأمين |
insanların yaşayabilmeleri için işe ihtiyaçları vardır sonuç şu ki bu sistem gitmeli yoksa asla özgür olamayacağız ve teknoloji sürekli olarak durdurulacak. | Open Subtitles | حيثأنّالبشريحتاجونالىالوظائفمنأجلالبقاء. خلاصة القول هي ان هذا النظام يجب أن يتوقف أَو لَنْ نَكُونَ أبداً أحراراً والتكنولوجيا سَتظل مشلولة. |
Bu yakıt kuantum alanı denen bir şeye dayanıyor, ama bizim için burada gerekli tek ayrıntı şu ki, bu yakıt öylesine yüksek verimli ki, bunu kullanıp bitirmek hemen hemen imkansız. Dolayısıyla şişme kuramında, evrenimizi oluşturan büyük patlama tek seferlik bir olay gibi görünmüyor. | TED | يقوم الوقود على شيئ يدعى الحقل الكمي ولكن التفصيلة الوحيدة التي تهمنا هي ان هذا الوقود اثبت من الكفاءة التي من المحتمل افتراضياً استخدامها جميعاً بمعنى في نظرية التمدد قد اعطى الانفجار الكبير البداية لكوننا وهو ما لا يشبه حدث المرة الواحدة |