ve marj çağrısı sonucunda genellikle, borca girerek aldığınız hisseyi satmak zorunda kalırdınız. | Open Subtitles | والنتيجة الطبيعية للنداء الهامشيِ هي بيع السهمِ التي أُشترتْ بالقرضِ |
- Kendi hissesini satmak istiyorsa satsın. | Open Subtitles | - هي بيع wanna جزئها، تَركَها. - يا، أنا سَأَشتريه. |
Birinci adım, Saatler Kitabı'nı satmak. | Open Subtitles | لذا الخطوة الأولى هي بيع ذلك الكتاب |
Neden bir araya getirdik biliyorum-- En büyük IQ sermayesi ve yaratıcılık koleksiyonunun yegâne amacını biliyorum: Kahrolası bir Nissan daha satmak. | TED | أعلم لماذا تم جمعنا - أعلم أن أعظم مجموعة من الذكاء، ورأس المال، والإبداع، رسالتهم الوحيدة هي: بيع سيارة (نيسان) لعينة أخرى. |
Benim işim gazete satmak. | Open Subtitles | إن وظيفتي هي بيع الصحف |
Burada ki ana fikir, Morgan, bir şeyler satmak. | Open Subtitles | (الفكرة هنا يا (مورجان هي بيع الأشياء |