Ama erkek gibi davransa da babasının onun tek başına seyahat etmesine izin vermeyeceğini biliyordu. | TED | لكن هي تعلم ان والدها لن يسمح لها بالذهاب والسفر وحدها حتى لو كانت تتظاهر انها فتى |
Tehlikeli olduğunu biliyordu, ama bütün gün büyük sopalarını sallayan büyük adamları izlemek Samantha'ya çok fazla gelmişti. | Open Subtitles | هي تعلم انه خطر لكن في يوم مشاهدة رجال كبار شد مضاربهم الخشبيه الكبيره اثبت انه الكثير لسمانثا |
Bunu ben biliyorum, sen biliyorsun, O biliyor. | Open Subtitles | انا اعلم هذا و انت تعلم هذا و هي تعلم ايضاً |
- Ona evde olmadığımı söyle. - Baba, evde olduğunu biliyor. | Open Subtitles | ـ قل لها اني لست في المنزل ـ هي تعلم انك في المنزل |
Kız arkadaşın şarkı söylemek ve iyi vakit geçirmek istiyor ve bunun sizinle mümkün olmadığının farkında. | Open Subtitles | صديقتك تريد أن تغني و تستمتع و هي تعلم بأن ذلك مستحيل وأنتي في الفرقه |
Fotoğraftaki Kız biliyor olabilir. Nerede bulabilirim kızı, biliyor musun? | Open Subtitles | ممكن هي تعلم اين هو انت تعلم اين يمكن ان اجدها؟ |
Sadece duyulmuş bir şey gibi değildi. Sanki ne dediğinin anlamını iyi biliyordu. | Open Subtitles | لا، إنه ليس بشيء متعلق بسماعها عنه بل هي تعلم ماذا تعني |
Küçük bir planlamayla, süpürgeden kurtulmanın bir yolunu bulacağını biliyordu. | Open Subtitles | هي تعلم أنه مع القليل من التخطيط, .يوجد طريقة لهزيمة مسؤول التأخر |
Durumunu elbette biliyordu, bu yüzden dolunayda onu uyutmak için bana gelip afyon ruhu istemişti. | Open Subtitles | هي تعلم بحالته,بالطبع ولذلك السبب تأتي لي من اجل مستحظر اللودانوم لأغواه خلال اكتمال القمر |
Açıkçası, o gerçekte senin nasıl biri olduğunu çok iyi biliyordu. | Open Subtitles | حسناً لقد كانت هي تعلم أي نوع من الأشخاص أنت |
Bunu yapınca sana zarar vereceğini biliyordu çünkü sen iyi birisin Kevin. | Open Subtitles | هي تعلم بأنها إذا فعلت هذا، سيؤلمُك لأنك رجلٌ طيّب، ياكيفن |
Sabah burada olan kadın bir şey biliyordu. | Open Subtitles | السيدة التي كانت هنا منذ قليل هي تعلم شيئاً |
O biliyor mu - kahve içtiğimizi? | Open Subtitles | هل هي تعلم بأننا نشرب القهوة سويةً؟ |
Yalan söylemiyorum. O biliyor. | Open Subtitles | أنا لست كاذب,هي تعلم هذا |
Ateşli. Ateşli olduğunu biliyor. Dar pantolonlar giyiyor. | Open Subtitles | إنّها مثيرة، هي تعلم ذلك ترتدي ملابس ضيّقة جداً |
Çoğalıcılar için en büyük tehdidin sizin Eskiler'in bilgisini kullanarak yaptığınız kırıcı olduğunu biliyor. | Open Subtitles | هي تعلم,أكبر تهديد للمستنسخين قد علموا به,هي تقنية التشويش التي بنيتها بأستخدام معلومات قديمة |
Kafanda çizdiğin o toz pembe tabloyu canlandıramayacağının gayet farkında. | Open Subtitles | هي تعلم أنّها لا تمكنها مواصلة حياتها وفقًا للصورة الصغيرة الجميلة التي رسمتها لها في مخيّلتك. |
Kız biliyor ve sen gitmesine izin mi verdin? | Open Subtitles | هي تعلم , وأنت تركتيها تذهب؟ |
- Diğer eleman da söylemişti. - Bundan haberi var yani. | Open Subtitles | أجل، هذا ما أخبرها الرجل الآخر إذن، هي تعلم بوجود المشكلة؟ |
Marcy'nin rehabilitasyondan döndüğünü de biliyor. | Open Subtitles | هي تعلم أنت مارسي عادت من إعادة التأهيل |
- Ne halt olduğunu gayet iyi biliyor. | Open Subtitles | اهدأ بحقّ السماء هي تعلم فحوى الأمر بحقّ السماء |