Ama burada reddetmesi daha zor bir durum görüyorsunuz. | TED | و لكن ها هي حالة أصعب من أن ترفض. |
Bu bir mikroftalmi vakası, (mikroftalmi: az gelişmiş göz küresi) yani bir göz malformasyonu ve kalıcı bir durum tedavisi yok. | TED | هذه حالة "مايكروفثالمس"-صغر العين- وهي أعين مشوهه, و هي حالة مزمنة,دائمة. لا يمكن علاجها. |
- Evet, bu acil bir durum. - Evet, ama Hudson! | Open Subtitles | حسنا ، هي حالة طوارئ نعم ، لكن هدسون |
Daha önce beyin travması geçirmiş birinin aldığı darbe çok kritik bir durumdur. | Open Subtitles | الارتجاج مع إصابات الدماغ السابقـة هي حالة شديدة الخطورة |
Vater sendromu omur, anüs, trake, yemek borusu ve renal sistemi etkileyen bir genetik durumdur. | Open Subtitles | متلازمة فاتر هي حالة جينية التي تؤثر على الفقرات البطنية و الشرج و الرغامي و المرئ و الكلى |
O halde bu zaten teşhis ettirdiğin bir durum. | Open Subtitles | إذاً هي حالة تم تشخيصها بالفعل |
- Şimdi ikimiz için de kazançlı bir durum oldu. | Open Subtitles | الآن هي حالة فوز للطرفين ليس لي |
Bu klasik bir durum: | Open Subtitles | هذه هي حالة كلاسيكية: |
Acil bir durum mu? | Open Subtitles | هل هي حالة طارئة ؟ |
Acil bir durum mu? | Open Subtitles | هل هي حالة طارئة؟ |
Sanırım acil bir durum. | Open Subtitles | ربما هي حالة طوارئ |
- Acil bir durum muydu? | Open Subtitles | ـ هل هي حالة طارئة؟ |
Acil bir durum cidden. | Open Subtitles | هي حالة طارئه |
Kötü bir durum! | Open Subtitles | هي حالة سيئة! |
Ama mutluluk bir ruh hâlidir, bir durumdur; amaç değildir. | Open Subtitles | لكن السعادة هي حالة مزاجية إنها حالة وليست اتجاه |
Genel anlamına bakacak olursak uzun süreli koma tıp teknolojisi tarafından yaratılan yapay bir durumdur. | Open Subtitles | تعلم, بما معناه الغيبوبة الطويلة هي حالة زائفة و تم اختراعها من قبل تكنولوجيا الطب |
Füj durumu, son derece nadir bir durumdur kişi şiddetli bir travma yaşar ve bilincin bu travmalya ilgili kısımlarını engelenir. | Open Subtitles | حالة شرود هي حالة نادرة أن تحدث عندما يواجه شخص ما صدمة شديدة لدرجة أنهم منع أجزاء من هذه الاوعية المتصلة به |