ويكيبيديا

    "هي في الواقع" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • aslında
        
    • gerçekten
        
    Ancak artistik ve dekoratif hünerler aslında bunlardan çok daha eskidir. TED لكن المهارات الفنية والزخرفية هي في الواقع أقدم من ذلك بكثير.
    Ama acı gerçek şu ki, bu bitkinin aslında kendi doğal habitatında bile tehlike altında olduğu kabul ediliyor. TED لكن الحقيقة المرة هي أن هذه النبتة الفريدة هي في الواقع تعتبر من بين النباتات المهددة في موطنها الطبيعي.
    Üst sağdaki aslında Walmart. TED المتصدرة المراتب العليا هي في الواقع وول مارت على اليمين
    aslında çok önemli olan bir bağlama tekniği çalışması, çünkü sürekli rüzgâr çarpıyor. TED إنها دراسة لبعض تقنيات الربط، والتي هي في الواقع في غاية الأهمية لأنها تتعرض لهبوب الرياح طوال الوقت.
    Klişe falan ama gözyaşları gerçekten de en kutsal sudur. Open Subtitles انها مبتذل، ولكن الدموع هي في الواقع أقدس من الماء.
    Ve ben teknolojinin aslında kozmik bir güç olduğuna inanıyorum. TED وأعتقد أن التكنلوجيا هي في الواقع قوى كونية.
    Bir de, evlilikleri aslında fuhuş için bir maske olanlar var. TED ثم هناك تلك الزيجات التي هي في الواقع ستاراًعلى البغاء .
    Fiziksel yasaların aslında dünyadaki kalıp ve standartların genelleştirilmiş hâli olduğunu biliyoruz. TED نعلم أن القوانين الفيزيائية هي في الواقع شروحات عامة لأنماط و أنظمة طبيعية في هذا العالم.
    Günlük kullanılan basit bir not defteri gibi görünen defter aslında Irak'ta Amerika istilasında yaşamını kaybetmiş olan sivillerin anısı için yapılmış bir anıt. TED التي تبدو مجرد ورقة صفراء عادية، هي في الواقع نصبٌ تذكاري للمدنيين العراقيين، الذين ماتوا نتيجة للغزو الأمريكي.
    MK: Bu bloknottaki bütün çizgiler aslında AG: Kayıp mı olacaklar? TED مات: وجميع خطوط الورقة هي في الواقع -- ألبيرتو: هل ستختفي؟
    Ülkeleri tanımlama şekillerimiz aslında egemen devletçilik anlayışının çeşitli varyasyonları, yalnızca 400 sene önce moda olmuş bir düşünce. TED ما نطلق عليها دول هي في الواقع تعبيرات مختلفة من دولة ذات سيادة، الفكره التي أصبحت موضة منذ 400 سنة فقط.
    Ama gördüğünüz hologramların açısal çözünürlükleri, belli bir alana düşen ışık noktası sayısı aslında aynı. TED لكن دقة الزاوية للصور المجسمة التي ترينها، نقاط الضوء لكل وحدة في منطقة ما، هي في الواقع متطابقة.
    Buradaki Jodie Foster karakteri aslında Jill Tarter adında gerçek bir kadın, ve Jill hayatını bu işe adamış. TED فشخصية جودى فوستر هنا هي في الواقع هذه المرأة، جيل تارتر، وجيل وَهبت حياتها لهذا.
    Yengecin sırtında gördüğünüz bu uzun iplikler aslında bakterilerin ürünleri tarafından oluşturuldu. TED هذه الشعيرات الطويلة التي تراها على الجزء الخلفي من السلطعون. هي في الواقع التي أوجدتها نواتج البكتيريا.
    Köpek balıkları aslında çok tehlikeli hayvanlar değildir; bundan dolayı çok endişelenmemiştik ve aşağıda şakalar yapıp duruyorduk. TED أسماك القرش هي في الواقع حيوانات ليست خطيرة للغاية ولهذا السبب لم نشعر بالقلق كثيراً ، لماذا كنا نمزح حول هناك.
    Ve gördük ki bu uyduda bulunan organik bileşikler aslında daha önce bahsettiğimizden çok daha karmaşık. TED ووجدنا أن المكونات العضوية الصادرة عن هذا القمر هي في الواقع أكثر تعقيدا مما أعلنا سابقا
    Fakat duyduğumuz her nota aslında birçok titreşimin bir kombinasyonudur. TED ولكن في الواقع، كل درجة موسيقية نسمعها هي في الواقع مزيج من اهتزازات متعددة.
    Pekâlâ... Benim fotoğraflama sürecimin yüzde doksanı aslında fotografik değil. TED حسنا فإذاً ٩٠ في المئة من عملية التصوير الفوتوغرافي لدي هي في الواقع ، ليست فوتوغرافية
    Bir biyologun bakış açısından, merhamet aslında genin kendine yardım etme yolu. TED لذا، من وجهة نظر علم الاحياء ، الشفقة هي في الواقع طريقة تساعد بها الجينات نفسها.
    Bu cihazların bir çoğu kendimizle hangi tür yolları gerçekten odaklanmamızla ilgilidir. TED هناك العديد من هذه الأجهزة التي هي في الواقع نوع من التركيز على الطرق التي تتعلق بأنفسنا.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد