- İhtiyacımız olan tek şey Hükümet verileri. | Open Subtitles | مصادر مراقبة الحكومة هي كل ما يتطلبه الأمر |
o kız, ihtiyacımız olan tek şey sonuç olarak,droid büyük ihtimalle düşmanın elline geri döndü. | Open Subtitles | و أن الفتاة هي كل ما نحتاج إليه. و نتيجة لذلك , فقد عاد الآلي مرة أخري بين يديّ أعدائنا. |
Geçen sonbaharda okulun sahip olduğum tek şey olduğunu anladığım bir an vardı. | Open Subtitles | كانتهناكلحظةفيالخريفالماضي.. عندما عرفتُ أن المدرسة هي كل ما أملك. |
Hiç takmadım, yüzüne bile dönüp bakmadım, ama şimdi ise... sahibi olduğum tek şey, artık onu çıkaramıyorum bile... | Open Subtitles | لم أكن لأرتديها، لم أكن حتىلأنظرإليها،لكن الآن.. هي كل ما لديّ ولا أستطيعخلعهاالآن،لذا .. |
Sonucunda elinde kalan tek şey o liste. | Open Subtitles | وفي النهاية، فإن هذه القائمة هي كل ما تملكه |
Ama bunun hiç bir önemi yok çünkü geride sadece bir hatıra kaldı; elinde kalan ve saklayacağı tek şey bu hatıra idi, ki o da berbat olmuştu. | TED | ولم تُحسب لأي شئ لأنه خلّف الذاكرة. الذكرى قد خُرّبت، وكانت الذاكرة هي كل ما عليه الإحتفاظ به. |
Onu da kaybedemem. bir tek o kaldı. | Open Subtitles | لا يمكنني ان اخسرها هي ايضا , هي كل ما تبقى لي |
Geri kalan tek şeyim o. | Open Subtitles | هي كل ما تبقى لدي الآن |
Kimi zaman mânasız jestler, sahip olduğumuz tek şey olabiliyor. | Open Subtitles | أحياناً، المحاولات التي لا معنى لها هي كل ما لدينا. |
Elimizde olan tek şey sonraki beş dakikaysa onu değerlendirmeliyiz. | Open Subtitles | وإذا كانت الدقائق القليلة القادمة هي كل ما نحصل عليه، ينبغي أن نأخذه. |
Bu küllük. İhtiyacım olan tek şey bu. | Open Subtitles | طفاية السجاير هذه هي كل ما أحتاجه |
Anlaşılan senin için önemli olan tek şey o küçük boktan şakaların. | Open Subtitles | حفلتك العبثية الصغيرة هذه هي كل ما يهمك |
Sahip olduğum tek şey bu otel. | Open Subtitles | الحانة هي كل ما املك لاعيش انا وعائلتي |
Zaten sahip olduğum tek şey bu sahte nam. | Open Subtitles | بخصوص السمعة هي كل ما يملكه الرجل |
Supernatural kitapları sahip olduğum tek şey. | Open Subtitles | و روايات الظواهر الخارقة هي كل ما لديّ |
Çünkü şu an yiyebileceğim tek şey o turta. | Open Subtitles | لأن الفطيرة هي كل ما أستطيع أكله في الوقت الحالي |
-O zaman elimizdeki tek şey bu minicik metal parçası. | Open Subtitles | وهذه القطعة الصغيرة من المعدن هي كل ما لدينا |
Elimde kalan tek şey bu hatıralar, onları canlı tutmalıyım yoksa solup gidecekler, tıpkı kocamın yüzü gibi. | Open Subtitles | ,هذه الذكريات هي كل ما لدي وأحتاج أن أحتفظ بها واضحة ,وإلا فإنها ستتلاشى .مثل وجه زوجي |
Hayır, sanırım hayır, ama elimde bir tek bunlar ve rozetim var. | Open Subtitles | لا ، لا أعتقد تلك الرسائل وشارتي هي كل ما لدي |
Geri kalan tek şeyim o. | Open Subtitles | هي كل ما تبقى لدي الآن |
Bu maden arazisi sahip olduğumuz tek şey ve bunun için savaşacağız. | Open Subtitles | كما أنّ هذه المُطالبة هي كل ما نملك، ولسوف نُحارب عنها. |
Pis işler onların iyi olduğu tek şeydir. | Open Subtitles | الأعمال السيئة هي كل ما يجيدونه |
Der ki: "Teknoloji sen doğduktan sonra icat edilmiş her şeydir." | TED | يقول أن التكنولوجيا هي كل ما اخترع بعد ولادتك |