Paracıklarını kendine saklayıp hayatını yaşamak istiyorsa bu onun sorunu. | Open Subtitles | ترغب بعيش حياتها وهي تخبّئ كلّ قرش، هذه هي مشكلتها |
Ona, dosyanın masanın üzerinde olduğunu söyledim. O bilgilerle her ne yaptıysa, bu onun sorunu. | Open Subtitles | لقد أخبرتها بأنّ الملف موجود على المكتب وما فعلته بتلكَ المعلومات هي مشكلتها |
Bu aslında benim sorunum değil. Bu daha çok onun sorunu. | Open Subtitles | انها ليست مشكلتي بقدر ما هي مشكلتها |
onun sorunu ne, ha? | Open Subtitles | اذاً ما هي مشكلتها على اية حال |
O her zaman iyidir. Bu da onun sorunu. | Open Subtitles | انها بخير دائماً هذه هي مشكلتها |
Tanrım, onun sorunu ne böyle? | Open Subtitles | يا إلهي , ماذا بحق الجحيم هي مشكلتها. |
Bu onun sorunu. | Open Subtitles | تلك هي مشكلتها.. |
- Bu onun sorunu, benim değil. | Open Subtitles | تلك هي مشكلتها ليست مشكلتي |
onun sorunu ne bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعرف ما هي مشكلتها. |
Cat üzgünse, onun sorunu. | Open Subtitles | إذا (كات) أصبحت غاضبه هذه هي مشكلتها |