ويكيبيديا

    "هي مصدر" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • kaynağı
        
    Ve bu da, güvenlik teknolojisinin kendisinin bir tehlike kaynağı olabileceğiydi. TED وهو معضلة تكنولوجيات الآمان ذاتها .. عندما غدت هي مصدر للخطر
    Kaktüs çiçekleri, Güney Amerika develeri olan guanakolar için besin kaynağı. Open Subtitles أزهار الصبَّار هي مصدر للغذاء بالنسبةللــكواناكوس، الجمال البرية في جنوب أفريقيا.
    Günlüklerin, ziyaretçi defteri kaydının ve her şeyin kaynağı o olabilir. Open Subtitles من الممكن ان تكون هي مصدر المذكرات وسجلات المستشفى, وكل شيئ
    JF: Kadınların arkadaşlıkları yenilenebilir güç kaynağı gibi. TED ج.ف: علاقات النساء هي مصدر طاقة قابل للتجدد.
    Geldiğim topraklar açıklanamaz fakat basit bir dinselliğin kaynağı. TED الأرض التي جئت منها هي مصدر الروحانية البسيطة رغم صعوبة تفسيرها،
    Ama matematik gerçeğin kaynağı, bana soyut şeyler demeyin lütfen. TED ولكن الرياضيات هي مصدر الحقيقة، أنا لا أحب التجريد.
    Onların tek yiyecek kaynağı da olan tamamen hayvan yaşamına dayalıydı.Burada tüm dünyanın en neşeli insanları yaşardı. Open Subtitles و التي هي مصدر غذائهم الوحيد يعيش الناس الأكثر بهجة في العالم أجمع الإسكيمو الجسورين، المحبوبين و المرتاحي البال.
    Evet. Aku'nun gölgesi altında yaşayanlar için efsaneniz bir ilham kaynağı. Open Subtitles نعم، أسطورتك هي مصدر الهام من يعيش تحت شر آكو
    Oradaki pamuk endüstrisi başlıca bir kirlilik kaynağı. Open Subtitles إن صناعة القطن هناك هي مصدر أساسي للتلوث
    Bulutların arasından gözüken bu yeşil alan, havadaki oksijenin kaynağı. Open Subtitles الفسحة الخضراء عبر هذه الغيوم هي مصدر الأوكسيجين
    Korkmanın normal olduğunu söylemeleri gerekir, korku kaynağı olmamaları gerekir. Open Subtitles من المفترض على الأم أن تقول بأنه لابأس بأن تخاف وليس أن تكون هي مصدر الخوف
    Kubbe, yumurtanın güç kaynağı olabilir bence. Open Subtitles أظن أن القبة ستكون بخير حال كونها هي مصدر طاقتها
    Biz plütokratlar Amerika Birleşik Devletlerinin bizi öbür türlü oluşturduğunu görmeye ihtiyacımız var: aynen müreffeh orta sınıfın, kapitalist ekonomilerde bunun bir sonucu olarak refahın kaynağı olduğu gibi. TED نحن البلتقراطيون نحتاج لأن نرى أن الولايات المتحدة الأمريكية خلقتنا، وليس العكس: أن طبقة وسطى مزدهرة هي مصدر الازدهار في اقتصاديات الرأسمالية، وليس نتيجة لذلك.
    Onun analığı, hepimiz için bitmez tükenmez yaşam kaynağı oldu. Open Subtitles بأمومتها هي مصدر الحياة الأبدي
    Çünkü, her zaman olduğu gibi sorunun kaynağı karısı kocasını hesabını vermesi gereken bir pislikten uzak tutmuş. Open Subtitles حسنا, لهذا السبب, كالعادة الزوجة هي مصدر المشاكل تاركتاً الزوج غافلًا بالسعادة "عن الفوضى التي عليه تفسيرها"
    Bu kırmızı bölge dişi hormonların kaynağı. Open Subtitles هذه المناطق الحمراء هي مصدر لهرمونات أنثوية .
    - Eşyaların yerini bulmak için ondan iyi bilgi kaynağı yok. Open Subtitles هي مصدر ممتاز للمعلومات عن الموقع
    Güneş dünyadaki yaşamın kaynağı. Open Subtitles الشمس هي مصدر كل الحياة على الأرض
    Bilgi işlemenin yapay zekânın kaynağı olduğunu kabul ettiğimiz an, bu bazı uygun hesaplama sistemlerinin zekânın temeli olduğunu ve bu sistemleri aralıksız geliştireceğimizi kabul ettiğimizde ve bilişin ufkunun bildiğimizden daha uzaklara uzandığını kabul ettiğimizde, bir çeşit yaratıcı geliştirme sürecinde olduğumuzu kabul etmek durumunda olacağız. TED ولكن في اللحظة التي نعترف فيها أن معالجة المعلومات هي مصدر الذكاء، وأن بعض أنظمة الحاسوب الملائمة تُعبِّر عن أساس الذكاء، ونعترف أننا سوف نحسِّن هذه الأنظمة باستمرار، ونعترف أن أفق الإدراك على الأرجح يتجاوز الذي نعرفه حالياً بكثير، وبالتالي علينا الاعتراف أننا في مرحلة بناء نوع ما من الآلهة.
    Bizim tuhaflığımız bu gücün kaynağı. TED غرابتنا هي مصدر تلك القوة.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد