Aslında bu sevimsiz ve genellikle iyi haberler içermeyen başlığın, konferansın konusuna pek de uygun düşmeyen bir yanı var. | TED | صحيح ان هذه ليست بمواضيع مُفرحة ولا هي بمواضيع قد ينتج عنها اخباراً جيدة والتي عادة يفوح هذا المنتدى بها |
Ancak artistik ve dekoratif hünerler aslında bunlardan çok daha eskidir. | TED | لكن المهارات الفنية والزخرفية هي في الواقع أقدم من ذلك بكثير. |
Ve yöneticiler basitçe yaptıkları iş insanları rahatsız etmek olan kimselerdir. | TED | والمديرين هي اساسا : اناس مهمتها هي مقاطعة و تشويش الناس. |
Bir cümlede bundan 4000 yıl önce, bir adam ve ailesi Orta Doğu'ya gelmişler, ve o zamandan beri dünya bir daha aynı olmamış. | TED | بالمختصر هي قصة من 4000 عام مضت .. عن رجل وعائلته عبر جُل منطقة الشرق الاوسط ومنذ ذلك الحين تغير العالم على نحو تام |
Ama fiillerin aktif, daha zahmetli olduğunu ama devam eden katılım gerektirdiğini söylüyorlar. | TED | لكن الأفعال، كما يقولون، هي نشطة، لا أقل تطلبًا لكن تتطلب المشاركة المستمرة. |
Şimdi gördüğümüz her şey yapay zekânın evriminde anlık bir görüntüdür. | TED | كل الذي نراه الآن هي مجرد لقطة في تطوير الذكاء الإصطناعي. |
dedim. Babam bir gün, "İki nokta arasındaki en kısa mesafe nedir?" | TED | وذات يوم قال لي .. ما هي اقصر مسافة بين نقطتين ؟ |
Bunlar sözde şaka yollu söylenmiş olsalar da aslında tehlikeliler. | TED | صحيح ان هذه العبارات هي من قبيل المزاح ولكنها خطرة |
Bir anlamda, bu Amerika'ya yerleşme hikayesi gibi birşey Avrupalıların akın ettiği güya bitmez tükenmez bir sınır olan Amerikaya | TED | بصورة ما هذه القصة هي محور استعمار الامريكيتين تلك القارات التي تملك الموارد التي لا تنضب والتي هرب إليها الاوروبين |
fakir insanların sadece üretim esnasında zarar görmediğidir. Fakir insanlar ürünlerin kullanılması | TED | ان معاناة الفقراء لا تتوقف فحسب على الانتاج بل هي تنسحب أيضاً |
İşte Çinlilerin devlet algısı bu, bizimkinden çok ama çok farklı. | TED | هذه هي نظرة الصينين لحكومة الصين وهي مختلفة جداً عن نظرتنا |
Başıma gelen şeylerden en etkileyici olanı bütün bu insanlarla oluşan bağdı. | TED | وكان احد الاشياء المحورية التي حدثت هي التواصل مع كل هؤلاء الاشخاص |
Öncelikle, markanın bir ses ürünün bir hatıra eşyası olduğunu iyi anladılar. | TED | أولا، فهموا جيدا أن العلامة التجارية هي صوت، وأن المنتج هو تذكار. |
Bu gördüğünüz an, birden fazla kamera tarafından kaydedilmiş bir an. | TED | هذه هي اللحظة ، و التي التقطت من خلال عدة كاميرات. |
Onun yerine, içerik, ortak aktivitelerden değil televizyon programlarının içerdiklerinden ortaya çıkıyor. | TED | بالمقابل، المحتوى، الانشطة المشتركة، هي المحتوى في التلفاز الذي يحرك هذه المحادثات. |
bu onların su hakkı, ve eğer bu hakkı deredeki balıkların büyümesi için kullanmak isterlerse, bunu yapmaya hakları var. | TED | هذه هي حصتهم وان كانوا يريدون ان يستخدموا هذه الحصة لكي يساعدوا على انماء الاسماك في الجدول فهذا حقهم .. |
Tuğladan duvarları bu gezegenin üzerine yıktığımız bütün sorunlar olarak düşünün. | TED | تصور جدران الطوب هي جميع المشاكل التي سببناها على هذا الكوكب. |
Bu, insanların inanılmaz bir başrolü oynadığı müthiş bir hikaye. | TED | و هي قصّة فيها البشر يلعبون دوراً مذهلاً و خلاّقاً. |
Bence, birey olarak hepimiz için, özel ve mesleki hayatlarımızda olduğu kadar, toplumsal olarak tamamımızı etkileyen bir sorun. | TED | انها مشكلة كبيرة لنا على الصعيد الفردي والشخصي والعملي والاجتماعي واعتقد ان هذه المشكلة هي أمرٌ تراكمي نتاج ثقافتنا |
Birşeyleri yanlış yaptığımız ihtimalinde çıldıracak duruma geliyor olmamızın haricinde tabi. | TED | ولكن المشكلة هي .. اننا نجزع من فكرة اننا قد نخطىء |