Dünya üzerinde nasıl yapılacağını bilen sadece iki kişi var. Düzeltiyorum. | Open Subtitles | هٌناك رجلان في العالم فقط الذين يعرفون كيف يوقفونه |
Üzerinde çalıştığın yaratığa kafayı takmış olan gizli bir organizasyon var. | Open Subtitles | هٌناك منظمة سرية مهوسة بنفس المخلوق الذي تدرسه |
Mutlaka atılması gereken bazı şeyler var. | Open Subtitles | هٌناك بعض الأشياء هٌنا يجب حقا التخلٌص منها |
orada olmak istemediği belliydi ve sen de kendinde değildin. | Open Subtitles | من الواضح انه لم يَرغب ان يكون هٌناك وأنتِ لم تكوني علي طبيعَتكِ |
- Tam orada! - Peki, tamam gidiyorum! | Open Subtitles | ـ إنها هٌناك تماماً ـ حسناً ، حسناً ، سأذهب |
EVet, bu evde şu an kurtulmak için can attığım bazı şeyler var. | Open Subtitles | نعم , هٌناك بضعة أشياء في هذا المنزل الآن , سأود التخلٌص منها وحسب |
İhtiyaçları olan hastalarımız var, ve ne gariptir ki hepsinin ellerinde pasta var. | Open Subtitles | هٌناك مرضي لديهم حاجات و , لديهم للغرابة فطائر |
Barın için para biriktirmenin daha başka bir sürü yöntemi var. | Open Subtitles | هٌناك طٌرق مٌتعددة تَجمع بها المال لحانتك |
Bağımsız olmak ve anlatamayacak kadar üzgün olmak arasında fark var. | Open Subtitles | هٌناك فرق بين الإستقلالية والحٌزن العميق |
Ayrıca, endişelenmem gereken başka şeyler de var. | Open Subtitles | بالإضافة , هٌناك أشياء آخري أحتاج للقلق بشأنها |
Soğutucuda ölü bir kız var, ve onun hakkında hiç birşey yapamam. | Open Subtitles | هٌناك جثة فتاة في الثلاجة ولا يُمكنني فعل شيٌ حياله |
Oğlum ve üvey oğlum arasında vahşi bir kavga var sanırım... bu yüzden ben... | Open Subtitles | يبدو انك هٌناك قتالٌ مُتوحش يحدث... بين ابني و ابن زوّجتي. |
Capua'da hâlâ bana saygı duyanlar ve beni bilgilendirenler var. | Open Subtitles | مازال هٌناك من فى "كابوا" يحملون إسمي كإمتنان لى و يريدون مُقابلتى. |
Ne yazık ki, başlamadan önce şimdi size okuyacak olduğum, epey uzun ve sıkıcı bir giriş bölümü var. | Open Subtitles | لسوءالحظ,قبلأننبدأ ... هٌناك مٌقدمة مٌملة نوعاً ما يجبأنأقرأهاعليكٌمالأن ... |
Acil bir durum var... Babanla ilgili. | Open Subtitles | هٌناك حالة طوارىء تتعلق بوالدكِ |
Köşede bir ATM var. | Open Subtitles | هٌناك ماكينة صراف أليّ عند الزاوية |
Ya öyle değilse, ya orada bir yerlerde saklanmış bir çocuk varsa? | Open Subtitles | حسناً؛ ماذا لو لم تكن كذلك ويوجد طفل هٌناك |
Yeni parçam orada ön planda. | Open Subtitles | الجُزء الجديد مني مُتواجد هٌناك فحسب. فيالمُقدمة... |
orada olmasaydı, öldürülebilirdim. | Open Subtitles | لو لم يَكٌن هٌناك لربما كٌنتٌ قٌتلت |
orada bizi gören her kimse öldüler. | Open Subtitles | أيا كان من رأنا هٌناك ، لقد ماتوا |
Senin de orada olduğunu söyledi. | Open Subtitles | و قال أنكَ كنت هٌناك. |