"هُزم" - ترجمة من عربي إلى تركي

• yenildi
• mağlup
• yenildiğini
• bozguna
• yenilirse
• yenik düştü

Şampiyonun yenildi. O ve onun herşeyi senindir.
لقد هُزم المُرشد هي وكل ما تملكه ملكك

D'Hara birliklerinin efendisi Büyük Darken Rahl Arayıcı'ya veya Baş Büyücü'ye değil de 10 yaşında bir kıza yenildi.
داركن رال" العظيم" سيد "الدهارن" هُزم ليس من قِبل الباحث او حتي ساحر من المرتبه الاولي، لكن من قِبل بنت بعمر 10 سنوات.

O yalnız başına... tam ortada durdu... ve mağlup oldu.
لقد وقف في المنتصف لوحده و هُزم لوحده

Ama yine de Volge mağlup edildi ve kasaba hâlâ ayakta.
و رغم ذلك قد هُزم الـ(فولك) و لا تزال المدينة سالمة.

1918'de ordusunun yenildiğini asla kabul etmedi.
هو لم يقبل أبدّاً أن جيشه قد هُزم فى 1918

Güreşte yenildiğini duydum. Senin neyin var?
سمعتُ أنه هُزم في المصارعة، ما خطبك الآن؟

Takeda'nın ordusu bozguna uğradıktan sonra, muhafızları dört kola dağılmış ve bir zamanki şanlı büyüklerimiz bir iç savaşın içine düşmüş.
وبعد أن هُزم جيش [تاكيدا]، تشتت شمل العشائر التي كانت مُنضَمةً تحت لوائه وهكذا صار كل ما أسسنا له هباءً منثوراً

Karamanoğlu'na yenilirse işi biter.
سوف يُسحق تماما إذا ما هُزم فى "كرمان"

Yaşlı Mogolo, çabucak yenik düştü.
موجول العجوز هُزم بسرعة

Asıl Sınır Bilim Departmanı istilaya karşı savaştı fakat kısa sürede yenildi.
{\cH92FBFD\3cHFF0000}،قاوم فريقُ الهامشيّة الأصليّ الغزو لكنّه سرعان ما هُزم.

Irak ordusu yenildi.
الجيش العراقي قد هُزم.

Li Ling, Xiongnu'ya yenildi ve düşmana sığınarak Han İmparatorluğuna ihanet etti.
(لي لينغ) هُزم من قِبل (شيونجنو)، وبعد ذلك خان إمبراطورية (الهان) بغرتداده للعدو.

Sanırım yenildi, aşkım.
أظنّه هُزم يا عزيزي.

Borodino Napolyon'un mağlup edildiği yerdi.
( أنه تقليد ( بورادينو "بورادينو" هى المكان الذى هُزم فيه "نابليون"

14. yüzyılda Almanya'da Johannes Liechtenauer tarafından geliştirilen ve Hutton'un 1892'de Rönesans tekniğini buluşuna kadar mağlup edilemeyen kılıç stilini kullanıyorsun.
بسيف صنعه (يوهانز ليتنرهور) هُزم فقط بعصر النهضة الأوربيّة‏ من قبل (هوتن) عام 1892

Düşmanın yenildiğini biliyorduk.
عرفنا أن العدو قد هُزم

Sanırım yenildiğini biliyordu.
-أعتقد بأنّه أدرك بأنه هُزم

Karanlık ordu bozguna uğratılmıştı fakat bundan sonra olacaklar çok daha karanlıktı.
"هُزم الجيش الأسود، لكن ما كان على الأعتاب، فكان أشد سوادًا"

Ordun yenik düştü.
جيشُك هُزم