Orada bir şey var. Tam karşımızda. | Open Subtitles | يُوجد هُناك شيء ما بالخارج مُتجه نحونا مباشرةً. |
Bu ailenin bize anlatmadığı bir şey var. | Open Subtitles | هُناك شيء ما لا يُخبرنا إياه هؤلاء الآباء |
Bunu makinene bırakmaktan nefret ediyorum, ancak bilmen gereken bir şey var. | Open Subtitles | إنه أنا ، أكره أن أترك لكِ تلك الرسالة على بريدك الصوتي لكن هُناك شيء ما تحتاجين إلى معرفته |
Abigail Healey'de, ilk gördüğüm andan itiraben beni tam anlamıyla büyüleyen bir şey var. | Open Subtitles | " هُناك شيء ما بخصوص " آبيجيل هيلي سحرني تماماً من اللحظة الأولي التي رأيتك فيها |
Belki de o gemide nakledilen bir şeyler olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | الآن ، أعتقد أن رُبما هُناك شيء ما كان يتم نقله على متن تلك السفينة |
- Jim bilmen gereken bir şey var. | Open Subtitles | ... ـ فقط ـ جيم ... هُناك شيء ما عليك معرفته |
Bize söylemek istediğin bir şey var mı? | Open Subtitles | هل هُناك شيء ما تودين إخبارنا إياه ؟ |
Benimle gel. Görmen gereken bir şey var. | Open Subtitles | هيا ، هُناك شيء ما أحتاج منك أن تراه |
Görmeni istediğim bir şey var. | Open Subtitles | هُناك شيء ما أريد أن أريكِ إياه |
Jim... bilmen gereken bir şey var. | Open Subtitles | " جيم " هُناك شيء ما ينبغي عليك معرفته |
Reaktörde bir şey var. | Open Subtitles | هُناك شيء ما في المُفاعل |
- Bize söylemediği bir şey var. | Open Subtitles | هُناك شيء ما لم تُخبرنا به |
Bahsetmeyi unuttuğum bir şey var. | Open Subtitles | هُناك شيء ما نسيت ذكره لك |
Sana söylemem gereken bir şey var. | Open Subtitles | هُناك شيء ما علىّ إخبارك به |
Kısa ve net bir şey diyeceğim. Lucifer'ın bilmesi gereken bir şey var. | Open Subtitles | الأمر بسيط ، هُناك شيء ما يحتاج (لوسيفر) إلى معرفته |
Hadi be Ty. Daha derinlerde bir şeyler vardır. | Open Subtitles | بحقك يا رجل ، لابُد أن هُناك شيء ما أعمق من ذلك |
bir şeyler ters gitmiş olmalı. Bu çok kolay oldu. | Open Subtitles | هُناك شيء ما غير صحيح هذا سهل للغاية |