Dr. Crane ve babası tüm düğün masraflarımızı ödemeyi önerdiler. | Open Subtitles | لكن الطبيب كرين وأباه عرضا أن يدفعا تصاريف الزفاف بأكمله |
Ortada firil firil dönen bunca bumerangin ardinda sen annesi ve babası için ağlayan, ufacık bir çocukmuşsun. | Open Subtitles | بأن وراء كل اللكمات وهراوات الوطواط، أنت مجرد فتى صغير في بدلة ألعاب، ينحب على أمة وأباه |
Çoçuğun biriyle, uçan süpürge olarak paspas getirdiği için dalga geçmiştin, çoçuk ağlamaya başlamıştı ve babası göğsüme yumruk atmıştı. | Open Subtitles | قد سخرت من ذاك الفتى لأن معه ممسحة طائرة بدل المكنسة وانهار باكياً وأباه لكمني في صدري؟ |
Annesi ve babası ve Coretta teyzesi gelip yemek yapardı. | Open Subtitles | أمه وأباه يأتيان للطبخ و عمته كوريتا |
Geri zekalı Deedee bir çiftlikte, annesi, babası ve iki erkek kardeşiyle yaşıyordu. | Open Subtitles | المعوق (ديدي) كان يعيش مع أمه, وأباه وأخواتها الأثنين في مزرعة |
Yani cinayetten önce Isaac ve babasını tartışırken görmediğini mi söylüyorsun? | Open Subtitles | إذن أنت الأن تخبرني أنك لم تر "أيزك" وأباه يتجادلون قبل جريمة القتل ؟ |
- babası da telefonuna bakmıyor. - Geber, geber! | Open Subtitles | وأباه لم يعاود الاتصال بي - مُتِ، مُتِ - |
Onun harikalar yarattığını düşünen annesi ve babasıyla yüzleşeceği için gideceği son yer evi olur. | Open Subtitles | آخر مكان يود الذهاب اليه هو المنزل ليواجه أمه وأباه اللذان يعتقدان انه يسير بشكل جيد |
Sevgili annesi ve babası evlilik hayatının güzel bir örneği, anlıyorum. | Open Subtitles | أمه وأباه مثال جيد للحياة الزوجية . لقد فهمت ذلك |
1945, sadece oğlan ve babası Amerika'ya göç etmiş. | Open Subtitles | عام 1945 هاجر الابن وأباه إلى أمريكا |
Ancak Yogoro Sasahara ve babası İsaburo'nun, seppuku yapmaları şartıyla. | Open Subtitles | ،وبناء على ذلك فإنها على استعداد لجعل (يوجورو ساساهارا) وأباه (يزابورو) يقدمان على انتحار الشرف |
Tanıklar sahteymiş, Luke sızdırsın mı kardeşi ve babası da yardım ediyor. | Open Subtitles | ♪ وأنّ الشهود مزورون فيفكر (لوك) بأن يسرب المعلومات ♪ ♪ ويخبر أخته وأباه ليساعداه في اتخاذ القرار ♪ |
Bu Eli amca ve babası, göldeler. | Open Subtitles | إنه عمي (إيلاي) وأباه على البحيرة |
Annesi, babası ve abisi. | Open Subtitles | أمه وأباه وأخاه الأكبر. |
Tıpkı son Beyaz Kaplan olan babası ve öncesinde de büyükbabası gibi. | Open Subtitles | مثل أبيها، آخر (نمر أبيض)، وأباه قبله |
"Eğer bir çocuk duyarsa geldiğinizi, çağırır anne babasını. | Open Subtitles | اسمعوا "إن سمعك الطفل قادمًا: سينادي أمه وأباه" |
Ted Powell o sırada oradaymış. Aynı gün hem annesini hem de babasını kaybetti. | Open Subtitles | كان (تيد باول) هناك عندما دوهمت المزرعة، و قد خسر أمه وأباه في ذلك اليوم |
Babam ve onun babası da Harflerin Adamları'ndandı. | Open Subtitles | أبي وأباه كانا رجال معرفة |
O gün anne ve babasıyla tanıştı. | Open Subtitles | ثم قابل أمه وأباه |