Onları bu kadar çok sevmemin en basit sebebi çok güzel olmaları. | TED | وأبسط سبب يجعلني أحبهم كثيرًا هو لأنها جميلة. |
Ak Gezenlere karşı bu rahatsız edici takıntının en basit açıklaması da doğruyu söylediğin ve gördüm dediklerini gördüğündür. | Open Subtitles | وأبسط تفسير لهاجسك المزعج بالموتى البيض هو أنك تقول الحقيقة وأنك رأيت ما تقول إنك رأيته |
Ak Gezenlere karşı bu rahatsız edici takıntının en basit açıklaması da doğruyu söylediğin ve gördüm dediklerini gördüğündür. | Open Subtitles | وأبسط تفسير ل هاجس صريف مع مشوا البيضاء هو أنك تقول الحقيقة |
Bekle. İki aile var, en kolay yol, masrafları paylaşmak. | Open Subtitles | أنتظرو , لدينا عائلتين وأبسط شيء هو تقسيم الأمر |
Bunu yapmanın en kolay yolu şunun gibi bir şey | TED | وأبسط طريقة لعمل ذلك هي |
Ancak yaptığımız her cesur konuşmada dünyayı kafası karışmış o genç için biraz daha iyi ve basit kılıyoruz. | TED | ولكن مع كل نقاش جريء لدينا، نجعلُ العالم أفضل قليلًا، وأبسط قليلًا من أجل المراهقين المشوشين. |
Sadece beş dakikamız olduğundan daha hızlı ve basit bir yol kullanmamız daha iyi olacak. | TED | ولأنه لدينا خمس دقائق فقط، فمن الأفضل أن يكون لدينا طريقة أسرع وأبسط. |
"Her şeyin birbirine eşit olduğu bir ortamda, en basit açıklama doğruya en yatkın olandır" | Open Subtitles | "جميع الحلول متشابهة, وأبسط الحلول هو الحل الأمثل." |
Birçok kuralları varmış, ama en büyük ve en basit kural akşamları mağaradan çıkmamakmış. | Open Subtitles | كان هنالك الكثير من القواعد لكن أهم وأبسط قاعدة كانت... عدم مغادرة الكهف بالليل أبدًا |
Onu ikna etmenin en basit ve kolay yolu uygulamaya başlamaktır. | Open Subtitles | أسهل وأبسط طريقة لإظهار قدراتها |
Ölümden kaçmak istiyoruz. Bunu da, bu vücutta ve bu dünyada sonsuza kadar yapma hayali, birinci ve en basit olanı. Başta inanılmaz gibi gelebilir. Fakat aslında tarihte, neredeyse tüm kültürlerin hayat iksiri ya da gençlik çeşmesi efsanesi veya miti vardır ya da bir şekilde sonsuza kadar yaşama vaadi. | TED | نحن نريد أن نتجنب الموت ونحلم بأن نقوم بذلك من خلال هذا الجسد وفي هذا العالم للأبد. هو أول وأبسط نوع من أنواع قصص الخلود ولربما بدا غير قابل للتصديق لكن في الحقيقة معظم الثقافات في التاريخ الإنساني كان لديها أسطورة أو خرافة عن إكسير الحياة وينبوع الشباب أو شيء ما والذي يعدنا بالإستمرارية إلى الأبد. |
Kendime bir şekilde o şarkıda yer alma deneyimini yaşatma isteğim konusunda bildiğim en kolay yol dokuz yaşındaki arkadaşlarla bir grup kurup okulun yetenek gösterisinde "Wild Boys" çalmaktı. | TED | وأبسط طريقة عرفتها لكيفية إدماج نفسي في تجربة الانتظار هذه لأكون في هذه الأغنية بطريقة أو أخرى كان مجرد تكوين فريق سويًا مع زملائي ذو التسع سنين ونؤدي "أولاد أشقياء" في عرض المواهب بالمدرسة. |
(Alkış) Şimdi merak ediyorsunuz insanları hiçbir giyilebilir cihaz olmadan duvar arkasından nasıl hissedebiliyoruz? Akla gelebilecek en kolay benzetme radar. | TED | (تصفيق) الآن ربما أنتم تتعجبون، كيف من الممكن أن نستشعر البشر ونتعقبهم من خلال الجدران بدون ارتداء أي أجهزة، وأبسط مماثلة لهذا هي تشبيهه بالرادار. |
Seni duygulandıran her neyse, seni yaratmaya, inşa etmeye teşvik eden her neyse, seni başarısız olmaktan alıkoyan her neyse senin hayatta kalmana yardım eden her neyse bunun büyük ihtimalle insanın bildiği en eski ve basit duygu olduğunu öğrendim. Bunun adı, aşk. | TED | لقد تعلمت أنه أيا ً كان ما يحركك، أيا ً كان ما يدفعك للإبداع، للبناء، مهما كان ما يحميك من الفشل مهما كان ما يساعدك على البقاء، ربما يكون لأقدم وأبسط عاطفة معروفة لدى البشر، وذلك هو الحب. |
O zaman da görünüme çok fazla para harcamaya gerek kalmıyor, ve de en küçük ve basit şeylerden zevk almakta yardımı dokunuyor.Bence bu bir sihir. | TED | وهي تقلل الرغبة في صرف المزيد من الأموال على المظهر الخارجي وتضيف من الخارج بصورة ما .. متعةٌ يمكنك الحصول عليها في أصغر وأبسط الأشياء في الحياة .. وهذا سحر بحد ذاته |