Babalarının durumunu anlatmaya gittiğimde 3 ve 5 yaşındaki kardeşlerini annelerinin ölümü hakkında teselli ediyordu. | Open Subtitles | كان أكبر الأطفالِ في التاسعة وأتيتُ أخبرهم عن والدهم بينما كان يحاولُ أن يعزّي أخاهُ ذا الأعوامِ الثلاثة |
ve... Kavgada yaralandı, ve onun yerine ben geldim, | Open Subtitles | لقد أصيبت خلال قتال وأتيتُ عوضاً عن ذلك، |
ve ben oraya geldim ve o sürekli çorbayı karıştırması gerektiğini söyleyip duruyordu. | Open Subtitles | وأتيتُ إلى هناك وظلت تقول أنها اضطرت لتسخين حِسائها |
Diziyi ilerleterek denkleme dönüştürdüm ve bu beni tam bu tarihte, bu saatte bu koordinatlardaki bu kumsala tam bugün getirdi. | Open Subtitles | أضفتُ المتتالية إلى المعادلة وأتيتُ بهذا التاريخ وهذا الوقت وهذهِ السلسلة من الإحداثيات التي قادتني إلى هذا الشاطئ |
Ben hakikate tanıklık etmek için doğdum ve dünyaya geldim. | Open Subtitles | لقد وُلِدتُ وأتيتُ إلى هذا العالم، لِأُقرَ بالحق. |
O an için istedim, ama yaptığımın yanlış olduğunu saniyesinde anladım ve doğruca sana geldim. | Open Subtitles | ولكن في اللّحظة التي فعلتها، علِمت أنّه أمرًا خاطئًا وأتيتُ مُباشرةً إليك. |
Birşey demeden gittim ve paranı ödedim. | Open Subtitles | لم أقل شيئاً، ذهبت وأتيتُ بالنقود. |
Her şeyi hazırlamam bir gün sürdü ve tüm malzemelerle oraya gittim. | Open Subtitles | حسناً، إستغرق منّي ذلك يوماً ... ليكون كلّ شيء جاهزاً وأتيتُ في الحال، ووصلتُ لهناك ... مع كل هذه المواد |
Pakistan'da bindim, ve sonra Londra üzerinden geldim. | Open Subtitles | هذا أنا، بدأتُ في (باكستان) وأتيتُ إلى هنا من (لندن) |
Sesini duydum ve sana yardım etmeye geldim! | Open Subtitles | وسمعتُ صوتكِ وأتيتُ لأساعدكِ! |