İnancınızı anlamıyorum ama bağlılığı anlıyorum ve buna saygı duyuyorum. | Open Subtitles | لا أفهم إيمانكم لكن أتفهم الإلتزام وأحترمه |
- Biliyorum ve kararına saygı duyuyorum. | Open Subtitles | ـ أعرف ذلك ... بل وأحترمه ـ ينطبق الأمر أيضاً على أبنائي |
Çok fazla ilerleme kaydetti, ona çok saygı duyuyorum ama bir Will Gardner değil. | Open Subtitles | لقد تعلّم الكثير، وأحترمه كثيراً ولكنه ليس كـ"ويل غاردنر" |
' havası var. Bunu severim ve saygı duyarım, Shrek. | Open Subtitles | يعجبني ذلك وأحترمه أنت على ما يرام |
Güvendiğim, saygı duyduğum ve yıllarca birlikte çalıştığım Joe için. | Open Subtitles | والذي أثق به وأحترمه وعملت معه طوال سنوات كثيرة |
saygı duyuyorum. | Open Subtitles | وأحترمه جداً ومع ذلك قلق قليلاً |
Seviyorum, ve böyle şeylere saygı duyuyorum. | Open Subtitles | أحب ذلك وأحترمه |
Anlıyorum ve saygı duyuyorum. | Open Subtitles | أتفهّم ذلك وأحترمه. |
Bu yüzden onu seviyor ve saygı duyuyorum. | Open Subtitles | هو ما أحبه وأحترمه فيها |
Akıllıca bir karar, saygı duyuyorum. | Open Subtitles | هذا قرار حكيم وأحترمه. |
Anlıyorum. Elbette saygı duyuyorum, ama biliyor musun, sana söylemek istediğim birşey var. | Open Subtitles | لا، انا افهم هذا وأحترمه تماماً ولكن... |
Anlıyorum ve buna saygı duyuyorum. | Open Subtitles | أفهم ذلك وأحترمه. |
Bunun farkındayım ve buna saygı duyuyorum. Ve ben sadece, ben gerçekten-- | Open Subtitles | وأنا أدرك ذلك وأحترمه وأنا... |
Ona saygı duyuyorum. | Open Subtitles | وأحترمه |
Kendisine büyük saygı duyuyorum. | Open Subtitles | ويبر) وأحترمه بشدة |
Şunu açıklığa kavuşturayım, onunla aramızda konuşurken aşağılanmaya kendimi hazırlamıştım ama takdir ettiğim ve saygı duyduğum biri karşısından aşağılanmak istemem. | Open Subtitles | أريد فقط أن أوضح أن على الرغم أنني على استعداد... لقبول الإهانات منه بشكل خاص لكننى لست على استعداد للأهانة... أمام أى شخص أحبه وأحترمه... |