Karısı bize son iki akşamdır eve gece yarısından az önce geldiğini söyledi. | Open Subtitles | تحدثنا مع زوجته، وأخبرتنا أنه وصل للمنزل قبل منتصف الليل بقليل آخر ليلتين. |
Kendisinde biraz Fransız kanı vardı sanırım ve "ihtilafa son verme" deyimin Fransızca "balta" kelimesinden geldiğini söyledi. | Open Subtitles | كان بها دماء فرنسية , وأخبرتنا كيف مصطلح التهدئة أصبحت كلمة فرنسية تعني وقف |
Eşiyle olduğu düşünülüyordu ama o yapmadığı söyledi. | Open Subtitles | ولقد ذهبنا بهذا التساؤل لزوجته وأخبرتنا أنها ليست المسؤولة |
Sonra annem bizi eve çağırdı ve babamın trafik kazasında öldüğünü söyledi. | Open Subtitles | ثم نادتنا أمي وأخبرتنا بأنه قتِل في حادث شاحنة |
Sakin olmamızı söyledi. | Open Subtitles | وأخبرتنا أن نأخذ الأمور برويّة. |
FBI gelip bir tür özel üretim hap kullandığını söyledi. | Open Subtitles | المباحث الفيدرالية أتت هنا وأخبرتنا ...أنك تأخذ نوعًا ما من عقار مميز |
FBI gelip bir tür özel üretim hap kullandığını söyledi. | Open Subtitles | المباحث الفيدرالية أتت هنا وأخبرتنا ...أنك تأخذ نوعًا ما من عقار مميز |
Gelip bize çocukta bir sorun olduğunu söyledi. | Open Subtitles | و قد جاءت وأخبرتنا |
Leroy Barnes, Hanımı aradı ve ülseri olduğunu söyledi. | Open Subtitles | (ليروي بارنز)، اتصلت زوجته وأخبرتنا بأنّ لديه قرحة |
Ayrıca Donald' ın diğer öğrencilerle temasa geçtiğini de söyledi. | Open Subtitles | وأخبرتنا أيضاً بأن (دونالد) كان يتصل بالطلاب الآخرين. |
Çünkü Carrie gizlice şahsi resmi evraklarına baktı ve hepimize öğretmeniyle yattığını söyledi? | Open Subtitles | لـأن (كاري) إطلعت، علي ملفاته القانونية الخاصة، وأخبرتنا أنه ضاجع معلمته؟ |