Sonra beni aradın ve o kadının, adı Jelena ameliyat için gerekli parayı verdiğini söyledin. | Open Subtitles | وبعدها إتصلت وأخبرتني أنها أرسلت لنا المال إسمها جيلينا هي التي أرسلت لنا المال |
Beni Londra'ya getirip buranın yeni evimiz olduğunu söyledin. | Open Subtitles | جئت بي إلى لندن وأخبرتني أن هذا عالمنا الجديد |
İkimiz, birkaç ay önce o çekicide otururken bana kulüpten ayrılmak istediğini söylemiştin. | Open Subtitles | أتعلم أنا وأنت , رتبنا سحب العربة قبل أشهر وأخبرتني كيف تريد الإنسحاب |
- söylemiştin. Sonra da ertesi gün çocukları alacağını söyledin. | Open Subtitles | لقد أخبرتني بهذا, وأخبرتني بانك ستستقبل الأولاد في اليوم الذي يليه |
Bankadan arkadaşın geldi ve bana burdan ne yapmaya çalıştığınızı anlattı. | Open Subtitles | صديقتك أتت إلى المصرف وأخبرتني ما تحاولين فعله هنا |
Beni buraya, bir ruh getirdi. ve bana birini bulmam gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | روح قادتني إلى هنا وأخبرتني بأنني من المفترض أن أجد شخصا ما |
Evet, kapalı otoparkta kadınla birlikte olduğunu söyledin. | Open Subtitles | أجل فقد سبق وأخبرتني عما جرى بينكما في الموقف |
Bana paylaşamayacağın bir sırrın olduğunu söyledin. | Open Subtitles | وأعطيتُكِ اثنين وأخبرتني أنّ لديكِ سراً لا يمكنكِ إطلاعي عليه |
Sen öptün ve ve yattık, ve hala beni sevdiğini söyledin. | Open Subtitles | لقد قبلتني وحضنتي وأخبرتني أنك ماتزال تحبني |
Sana kefil oluyor. Sen de bana şehri adam öldürmeden kurtarmaya çalıştığını söylemiştin. | Open Subtitles | إنّها تضمنك، وأخبرتني أنّك تحاول حماية المدينة بدون إسقاط قتلى. |
Sen de tam burada durup karını sevmediğini söylemiştin. | Open Subtitles | وأنت وقفت هنا وأخبرتني بأنّك لم تعد تحبّ زوجتك |
Bana yalan attın. Buranın güzel olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | لقد كذبت علي وأخبرتني أن المكان جميل بالأعلى |
Bir şey olmasından korkuyordu. Bana Dave'i anlattı. | Open Subtitles | كانت قلقة من حدوث أمر ما وأخبرتني عن دايف |
Arkadaşın bize gelip burada ne yapmaya çalıştığını anlattı. | Open Subtitles | صديقتك أتت إلى المصرف وأخبرتني ما تحاولين فعله هنا |
Bugün üniversite danışmanımla bir araya geldik ve bana güreş-amigoluğunun beden eğitimi kredisinden sayılmadığını çünkü benim uydurduğumu söyledi. | Open Subtitles | تقابلت مع الأخصائية الجامعية اليوم على الغداء وأخبرتني أن نشاط المصارعات لا يحتسب كفصل تربية بدنية لأني أنا إبتدعته |
Ebbw Vale'dendi ve bana Facebook'ta gördüğü tüm o şeylerden bahsetti. | TED | وكانت من "إيبوفيل"، وأخبرتني عن كافة الأشياء التي رأتها على الفيسبوك. |
Annem dedi ki Roy filmlerde oynuyormuş ve başka aktörlerin yapamadığı şeyleri yapıyormuş. | Open Subtitles | وأخبرتني أمي أنه يمثل في الأفلام ويقوم بأشياء لا يستطيع الممثلون الآخرون القيام بها |
Sana o fotoğrafı sordum. Sen de o fotoğrafı kimse görmemeliydi dedin. | TED | لذا سألتك عن تلك الصورة، وأخبرتني أنّه ليس من المفترض لأحدٍ أن يرى تلك الصورة. |
sonra okur müdürü beni arayıp iki aydır okula gitmediği söyledi. | Open Subtitles | ثم اتصلت مديرته وأخبرتني بأنه لم يأت الى المدرسة منذ شهرين. |
Bu rüyayı bana 650 bin kez anlattın bende sana binlerce kez söyledim ama yine söyliyeyim sende babama söyle | Open Subtitles | لقد حلمت بهذا 65.000 مرة وأخبرتني بهذا 35.000 مرة تقريباً في المرة القادمة عندما يزورك أبي في الحلم أخبريه صراحةً... |
Beni arayıp... arkadaşlarıyla birlikte diskoteğe gideceğini söylemişti. | Open Subtitles | ..لقد إتصلت بي وأخبرتني أنها ذاهبة إلى الملهى مع زملائها |
Cesedin yerini bana söyledi. | Open Subtitles | وأخبرتني عن مكان الجثة |
Eğer gidersem beni kovacağınızı söylemiştiniz. | Open Subtitles | فقد كانت مريضة للغاية وأخبرتني إن رحلت باكراً سأصرف مِن العمل، |