Bu tarafa geldiğini gördüm ve konuşmak istedim. | Open Subtitles | رأيتك متوجها في هذا الاتجاه، وأردت التحدث معك. |
Ama parti çok kalabalıktı ve ben tekrar konuşmak istedim. | Open Subtitles | ولكن الصوت كان مرتفع بالحفلة، وأردت التحدث أكثر. |
Babanla konuşmak istedim. | Open Subtitles | وأردت التحدث الى والدك. |
Sizinle konuşmak istedim. | Open Subtitles | وأردت التحدث معك |
Dinle, seni rahatsız eden bir şey varsa ve konuşmak istersen seni dinlerim. | Open Subtitles | ما الجديد؟ إسمع، إذا كان هناك شئ يضايقك وأردت التحدث عنه أنا سوف أستمع إليك |
Şu an konuşmak istemiyor olabilirsin, bunu anlıyorum ama fikrini değiştirirsen herhangi bir şey hakkında konuşmak istersen... yani her şey olabilir, ben buralardayım. | Open Subtitles | ربما لا تريد التحدث الآن وأتفهم هذا, ولكن إذا غيرت رأيك وأردت التحدث عن أي شيء إطلاقاً, مهما كان ما تريده |
Ben de seninle konuşmak istedim. | Open Subtitles | لم أستطع النوم {\pos(186.9,251.134)}وأردت التحدث معكِ |
Aynı zamanda, Tad hakkında da konuşmak istedim. | Open Subtitles | وأردت التحدث عن "تاد" أيضاً |