ويكيبيديا

    "وأشعر" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • hissediyorum
        
    • ve kendimi
        
    • sanki
        
    • hissettim
        
    • feel
        
    • hissederim
        
    • hisset
        
    • hissetmek
        
    • hissederek
        
    • hissettiğim
        
    • hissedebiliyorum
        
    • Hissettirir
        
    Bu büyük gezegende hepimizin kendi potansiyelimizin küçük bir parçasıyla beraber yaşadığımız gerçeğini gördüm ve tamamen canlanmış hissediyorum. Open Subtitles وأشعر بانتعاش شديد ودهشة مجددة من ادراكي بأن جميعنا على كوكب الأرض العظيم نعيش على جزء بسيط من امكانياتنا.
    Ben de bir çok formalite ile uğraşmak zorunda hissediyorum. Open Subtitles وأشعر بأنه ما زال لدي لنقل الكثير من الشريط الأحمر.
    Şimdiyse buradayım, kaynağındayım ve her zamankinden daha kopuk hissediyorum kendimi. Open Subtitles الأن أنا هنا فى المصدر وأشعر أننى منعزلة أكثر مما مضى
    Bu sabah bir fırsat dükkanı buldum, ve kendimi tutamadım. Open Subtitles زرت متجرا للأغراض القديمة هذا الصباح، وأشعر كأنّني لا أوقف.
    Ama sanki her gün yapıyorum bunu. Sabah yalan söyledim ona. Open Subtitles وأشعر بأنني أفشل في كل يوم لقد كذبت عليه هذا الصباح.
    ...ne yapacağımı bilemedim ben de orada öylece durdum ve kendimi çok aptal hissettim. Open Subtitles لا أعلم ماذا أفعل, لذا فقط أقف هناك. وأشعر بغباء شديد, أقوم بالمعتاد..
    Aylar geçti ve ben hiçbir şey yapılmamış gibi hissediyorum. Open Subtitles لقد مرت عدة شهور وأشعر أنه لم يحدث أي تقدم
    Ve bir çok şey yaşadığını biliyorum. Olmam gereken kadar anlayışlı olmadığımı hissediyorum. Open Subtitles و أعلم أنك تمر بالكثير وأشعر أنني لم أكن بذات القدر من التفهم
    Şu yengeçler buranın yerlisi ve bir sebepten ötürü susmamızı söylediklerini hissediyorum. Open Subtitles هذه السرطانات من السكان المحليين. وأشعر أنهم يريدونا أن نصمت لسببًا ما.
    Ben de daha önce görmedim ve çokça görecekmişiz gibi hissediyorum. Open Subtitles لم أرى مثل هذا من قبل أيضاً. وأشعر أننا رأينا الكثير.
    Ve hissediyorum ki, biz böyle bir noktadayız, nasıl bir gelecekte yaşamak istediğimizi seçmemiz gerekiyor. TED وأشعر أننا الآن نوعا ما عند تلك النقطة حيث نحتاج إلى جعل هذا الاختيار لما هو المستقبل الذي نريد أن نعيشه.
    Aynı zamanda daha hassas hissediyorum çünkü hassas olmaktan korkmuyorum TED وأشعر أيضًا بأنّني أكثر ليونة؛ لأنّني لا أخشى كوني عُرضة للنقد أو الجرح.
    Çoğu zaman katı, çılgın şaşkın hissediyorum. TED وأشعر بالتيبس والهذيان والارتباك في معظم الوقت.
    Fransa'da da dört sene kadar yaşadım ve aslında kendimi 20 sene geriye atılmış, Fransa'da yaşıyor gibi hissediyorum. TED وقد عشت في فرنسا حتى الآن حوالي أربعة أعوام، وأشعر حقيقة وكأنني أعيش فترة ما قبل عشرين سنة في فرنسا.
    Kendimden daha büyük bir şeyin bir parçası olduğumu hissediyorum ve dikkatimizi çalabilecek bir şeye karşı hepimiz sanki birbirimize arka çıkıyoruz, hepimiz orada varlık gösterebiliyoruz. TED وأشعر أنني جزء من شيء أكبر مني، ونحن جميعًا بمثابة درع لبعضنا البعض من أي شيء آخر قد يستحوذ على انتباهنا، ونستطيع أن نكون هناك فقط.
    Kurumlara ve benden büyük insanlara, benden daha güçlü her tür duruma karşı konuştuğum her gün o uçaktan düştüğümü hissediyorum. TED وأشعر في كل يوم أقول فيه الحقيقة في وجه المؤسسات والأشخاص الأكبر مني، وما هو أقوى مني، أشعر كأنني أسقط من تلك الطائرة.
    Ve ben kendimi çok ayrıcalıklı hissediyorum Maldivlerde karşıma çıktığı için. TED وأشعر أنني محظوظ حين وقعت صدفة على قصته أثناء عيشي في الملاديف.
    Bu teknoloji hayat ile bağlantıda kalmamı, zihinsel olarak aktif olmamı ve kendimi dünyanın bir parçası gibi hissetmemi sağlıyor. TED هذه التكنولوجيا تسمح لى أن أبقى متفاعلًا، نشطًا ذهنيًا، وأشعر أنى جزء من العالم.
    Sınıfa girdiğimde sanki hayattaki sorunların hiçbirinin öneminin kalmadığını hissettim. Open Subtitles سرت إلى الغرفة وأشعر بالرغم من ذلك جميع مشاكل الحياة ليست كثيرة الاهمية بعد الآن
    # And I feel as though I've known you Since a thousand years # Open Subtitles وأشعر كأني أعرفك منذ ألف سنة
    Derinlikler tarafından çekilmeme izin veririm ve suyun altında uçuyormuş gibi hissederim. TED أسمح لنفسي بالانجذاب نحو العمق، وأشعر بأنني أطير تحت الماء
    Bir anligina düsünmeyi birak da hisset. Bana güven. Open Subtitles توقف عن التفكير للحظة فقط وأشعر بي.
    Sadece biraz rahatlayıp ... her şeyin normale döndüğünü hissetmek istiyorum. Open Subtitles لقد أردت فقط الإسترخاء وأشعر أن كل شيء يعود لطبيعته ثانيةً
    Beni reddederse her gün işe kendimi aptal gibi hissederek giderim. Open Subtitles ماذا لو رفضتني وإنتهى الأمر نعمل معاً طوال اليوم وأشعر بالحمق
    Hayatımda, okudukça kendimi daha aptal hissettiğim başka bir şey olmamıştı. Open Subtitles إنها أول شيء أقرأه في حياتي وأشعر بغباء أكثر كلما قرأته
    Bu işe yaramaz ve ne yapsam yapayım. ve söyleyebilirim ki çalıştığını hissedebiliyorum! Open Subtitles الجهاز لا يعمل أكلت كثيرًا وأشعر بتأثيره عليّ

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد