Önemli değil. Anlatırım. Gençtik ve aptaldık. | Open Subtitles | لاأهتم ، سأتحدث حول ذلك ،كنا صغارا وأغبياء |
Eskiden nasıl olduğumuzu düşünüyorum da. Zengin ve aptaldık. | Open Subtitles | كنت أفكر كيف كنّا أغنياء وأغبياء |
İşte, genç ve aptaldık. Ve bu eğlenceliydi. | Open Subtitles | كنا صغارآ وأغبياء وكان ممتعآ |
Dünya zararsız dünyevilikle dolu ve insanlar sade ve aptal. | Open Subtitles | العالم ملئ بمن لا قيمة لهم والناس يتعاملون بسطحية وأغبياء |
Doğru olan şey, akıllı ve aptal olduğumuz; doğru olan şey, gri alanlarımızın olduğu. | TED | الصحيح هو أننا أذكياء وأغبياء. الصحيح هو أننا كاللون الرمادي. |
Formula 3'te tepesi atmış iki ahmak. | Open Subtitles | حمقى وأغبياء في "فروميلا 3". |
Çirkinler, aptallar, bu ülke için nefretten başka bir şeyleri yok. | Open Subtitles | إنهم بشعون وأغبياء وأجلاف ويحملون الحقد فحسب تجاه الوطن |
Belki de hem aptallık ederek, hem de zekice yapılacak bir şey vardır. | Open Subtitles | حسنًا، لربّما هناك طريقة لنكون أذكياء وأغبياء بنفس الوقت؟ |
Çünkü gençtik ve aptaldık. | Open Subtitles | لأننا كنّا شباناً وأغبياء |
Genç ve aptaldık! | Open Subtitles | لقد كنا شباب وأغبياء فحسب |
- Genç, sarhoş ve aptaldık. - Evet. | Open Subtitles | كنا صغاراً وسكارى وأغبياء - أجل - |
- Genç, sarhoş ve aptaldık. - Evet. | Open Subtitles | كنا صغاراً وسكارى وأغبياء - أجل - |
Onların kötü ve aptal olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | إنه يَقُولُ بأنّهم كُلّهم أشرار وأغبياء. |
Anlamayacak kadar fakir ve aptal olduğumuzu düşünüyorlardı. | Open Subtitles | ظنّوا أننا فقراء وأغبياء للغاية لنستوعب الأمر |
Yaşlı ve aptal hissetmemize neden oluyorsun. | Open Subtitles | أنت تجعليننا نبدو عجائز وأغبياء |
Biz o ve aptal genç vardı. | Open Subtitles | كنا يافعين حينها وأغبياء. |
İç Güvenlik Kuvvetleri takımına sızdım zayıf ve aptallar | Open Subtitles | لقد اخترقت فصيلة الحامية إنهم ضعاف وأغبياء |
Yaptığın en büyük hata bu insanlara güvenmekti. Onlar adi, eğitimsiz ve aptallar. | Open Subtitles | اقترفت خطئاً مميتاً واحداً ووثقت بهم، الناس، إنهم فظون وجهلة وأغبياء... |