Rach, seni milyon defa çıplak gördüm. Üzerinden sıcak şekerleme yedim. | Open Subtitles | لقد رأيتك عارية مليون مرة وأكلت حلوى من عليك وانتى عارية |
Okula gitmek için hazırlanıyorum ve bu sabah mısır gevreği yedim. | Open Subtitles | صباح الخير،أنا أستعد للذهاب للمدرسة هذا الصباح وأكلت للتو حبوب الإفطار |
Bu katliamları haber yaparken onların damak tadını çıkarmaya çalışmak için küçük şekerlerden aldım ve yedim. | TED | أثناء إعدادي التقارير عن تلك المذابح اشتريت وأكلت القليل من الحلوى باحثًا في طعمها عن الراحة المألوفة |
Kafeteryada verdikleri yemeği yedin ve kahveyi mi içtin? | Open Subtitles | وأكلت الطعام في الكافتيريا وشربت القهوة التي قدموها لك |
Tesadüfen birkaç inek tipliyi yemiş olamazsın, değil mi? | Open Subtitles | أنتَ لست بالمصادفة حدث وأكلت زوجان من المغفلين؟ |
Hayvanat bahçesinde ufak bir koyunu avlayıp, yedim. | Open Subtitles | في حديقة الحيوان، قد طاردت، وقتلت وأكلت خروف صغير. |
Bir gün, bira yüzünden mahvolmuş durumdaydım ... Gizlice stada gittim ve tribünlerin altındaki pislikleri yedim. | Open Subtitles | ذلك اليوم كنت أشتاق لشرب البيرة دخلت ملعب الكرة وأكلت التراب الذي أسفل المدرجات |
Çok keyifsizdim. Bir kavanoz, bozulmuş zeytin yedim. | Open Subtitles | نعم ، كنت مكتئبة جداً وأكلت جرة من الزيتون المنتهي الصلاحية |
Bugün bulunduğum yere gelmek için çok zaman harcadım ve kötü şeyler yedim. | Open Subtitles | اسمع، لقد أمضيت وقتاً طويلاً وأكلت فضلات كثيرة |
Annemin cüzdanından bir peni çaldım ve Cuma günü 1 tane sosis yedim | Open Subtitles | وسرقت بنساً من محفظة أمّي وأكلت النقانق يوم الجمعة |
Sonra 11'de gelip üç tane daha yedim. | Open Subtitles | وأتيت مرة أهرى قبل أن يغلقوا الساعة 11 وأكلت 3 مرة أخرى |
Bu yüzden ızgara yıkadım, et yedim, para kazandım ve istediğin şeyi aldım. | Open Subtitles | مسحت المشواه وأكلت اللحم وجمعت النقود واشتريت شيء تحبه |
Bir değil, tam iki bardak kafeinli alkol içtim bir de şu, çılgın kabak kızartmalarından yedim. | Open Subtitles | لم أحتسي كأس واحد, بل كأسين من النبيذ وأكلت بعضاً من البطاطس الرائعة المطبوخة بالفرن |
Jitters'da çörek satmaya başladık, bugün iki tane yedim. | Open Subtitles | بدأنا ببيع الكعك المحلى في المحاضرات، وأكلت اثنين اليوم، إذا لم أتخرج قريباً |
Sonra "gerçekten" eve gittim ve koca bir limonlu pasta yedim. | Open Subtitles | حسناً ، لقد عدت بشكل حقيقي إلي المنزل. وأكلت فطيرة ليمون كاملة. |
Pastayı tatlıdan sonra yedim. | Open Subtitles | لقد فعلت ، وأكلت فطيرة الليمون بعد الحلوى. |
İki gündür seyehat ediyorum ne doğru düzgün uyudum ne bir şey yedim, sizin mucizevi hikayelerinizi ve inanç verici... rastlantılarınızı dinledim. | Open Subtitles | سافرت ليومين بالكاد نمت وأكلت أستمع لقصصكم عن المعجزات |
Dijon, sanırım ama dediğim gibi, yedim de geldim. | Open Subtitles | أم خردل أصفر؟ خردل ديجون، اظن لكن مثلما قلت، لقد سبق وأكلت |
Baba! Zaten tüm çikolataları yedin. | Open Subtitles | أبي، لقد سبق وأكلت كل قضبان الشوكولا |
Hiç burdan yedin mi? | Open Subtitles | هل سبق وأكلت هنا ؟ |
Babası onu bir kayaya zincirlemiş ve ciğerini akbabalar yemiş. Neden? | Open Subtitles | قيده والده بصخرة وأكلت النسور كبده لماذا؟ |
Kedi fareyi öldürmüştü, fare ahşabı yemişti. | Open Subtitles | التي قتلت الفأر، وأكلت الطوب، |