Seni karım olarak alıyorum Rada, namusum üzerine, babanın huzurunda, | Open Subtitles | "انا اريد أن اتخذك زوجة، "رادا وبكل شرف، وأمام والدك |
O zaman bu konseyin önünde ve Ataların huzurunda onun öldüğünden emin olduğunuza dair şahitlik edemezsiniz. | Open Subtitles | حسناً، اذن ، أنت لا تستطيع أن تشهد أمام هذا المجلس وأمام أعيُن الأسلاف ، بأنّك تعرف بالتأكيد أنه ميت |
Burada, bu erkek ve bu kadını, saygın bir mevki olan kutsal evlilik bağıyla bağlamak için Tanrı'nın huzurunda ve topluluğun karşısında toplandık. | Open Subtitles | أيها الأحباء، إننا نتجمع هنا في مرأى من الله وأمام هذا الجمع لنجمع معاً هذا الرجل وهذه المرأة برابط الزواج المقدس |
Bizim müsabakalarımıza gelip hayranlarımız önünde... sporumuzu güriş ile karşılaştırmak doğru mu? | Open Subtitles | تأتي إلى حلبة الفنون القتالية وأمام كل الجمهور لتقارننا بالمصارعة الحرة ؟ |
Bu, gözlerimiz önünde gerçekleşen doğa ve yetişme arasındaki etkileşimdir. | TED | هذا هو التفاعل بين الطبيعة والتنشئة وهو يحدث في الواقع وأمام أعيننا. |
Sizlerin ve Ulu Tanrı'nın huzurunda ettiğim yemin ortak atalarımızın yaklaşık 2 asır önce yazmış olduğu resmi yemindi. | Open Subtitles | لأنّي قد أقسمت أمامكم وأمام الرب عزّ وجلّ إنّه ذات القسم الرسمي المنصوص عليه من قِبل أسلافنا |
Saldırı nerede olacaksa söyle bana. Tanrının huzurunda sana yemin ediyorum, cemaatine daha fazla saldırı olmayacak. | Open Subtitles | أخبرني أين موقع الهجوم أقسم أمامك، وأمام الله |
Tahoe'daki garip kokulu kilisede Tanrı'nın huzurunda ölene kadar birbirimizi seveceğimize söz verdik. | Open Subtitles | في تلك الكنيسة الصغيرة ذات الرائحة الغريبة في تاهو وأمام الله واخترنا أن نحب بعضنا البعض حتى الممات |
tüm çingene kardeşlerimin huzurunda. | Open Subtitles | وأمام كل اخواننا واخواتنا الغجر |
Değerli arkadaşlar, bugün burada tanrının huzurunda ve bu topluluğun önünde bu adam ve bu kadını kutsal evlilik bağıyla birleştirmek için toplandık. | Open Subtitles | أحبائي الأعزاء، نجتمع هنا على مرآى الرب... وأمام هذا الحضور... ... |
Değerli arkadaşlar, bugün burada tanrının huzurunda ve bu topluluğun önünde bu adam ve bu kadını kutsal evlilik bağıyla birleştirmek için toplandık. | Open Subtitles | أحبائي الأعزاء، نجتمع هنا على مرآى الرب... وأمام هذا الحضور... ... |
Sevgili konuklar, bugün burada bu kadını ve bu adamı Tanrı'nın huzurunda ve bu topluluğun önünde kutsal evlilik bağıyla ki bu kutsal bağ, Tanrı'nın mülkiyetinde olup insanlar arasında saygın olmak adına Aziz Paul tarafından öngörülmüştür. | Open Subtitles | أحبائي، نحن مجتمعون هنا في نظر الله، وأمام هذا الجمع الكريم، لنجمع سوية هذ الرجل، وهذه المرأة، في رباط مقدس. وهي حالة مشرفة، وضعها الرب. |
Her iki majesteleri de incile el basıp tüm buradaki insanlar huzurunda doğruluktan ayrılmayacağınıza, erdemli olup birbirinize ihanet etmeyeceğinize yemin eder misiniz. | Open Subtitles | جلالتكما, هل يمكنني أن أطلب منكما أن تضعا يديكما على الكتاب المقدس, وأن تقسما أمام الرب وأمام هؤلاء الأمراء والأسياد مجتمعين أنكما ستكونان صادقين وخلوقين ومحبين لبعضكما |
Sevgili konuklar burada Tanrı'nın huzurunda misafirler eşliğinde bu adam ve bu kadının kutsal bir evlilik ile bir araya gelmesine tanıklık etmek için toplandık. | Open Subtitles | ...أيها الأحبّة نجتمع اليوم تحتَ رعاية الله وأمام هذا الحشد |
Tanrı'nın ve bebeğinin huzurunda sana söz veriyorum. | Open Subtitles | أعطيك كلمتي أمام الله وأمام طفلك |
Tanrı'nın huzurunda bu yemini ediyorum. | Open Subtitles | وأمام الله , أقطع هذا العهد |
Gözlerinizin önünde bu simülasyonu gerçek zamanlı olarak oynatabilirsiniz. | TED | يمكنك تشغيل هذه المحاكاة في آنيا ، وأمام عينيك ، غيره إذا أردت ، ولن تحصل على حركة منه. |
Ve bütün bu gürültünün önünde... küçücük bir jest yaparsınız. | TED | وأمام كل هذه الضوضاء تشير مجرد إشارة بسيطة جدا |
O kadar bariz ve göz önünde ki bu fikri birisinin aklına getirmemesi imkansızdı... | TED | ومن الواضح الآن، وأمام ناظرِيْك، يجب أن يكون شخص ما فكّر في ذلك. |
İşte gözlerinizin önünde, bu parça kendini birleştirdi. | TED | ذلك وأمام ناظريك، يقوم هذا الجزء بالتجمّع ذاتيّا. |
Muhtemelen bardaydın, elinde bardak, ağzında pipo olan ve seni dinleyen insanların önünde söyledin. | Open Subtitles | أفترض أنك قلت هذا في الحانة وأمام كل مسترقي السمع والكئوس في أيديهم والمزامير في أفواههم |