Ve geçmişte peşinden koştuğun bir çok şeye, sahip olmadığımı biliyorum. | Open Subtitles | وأنا أعرف أنني لست أشياء كثيره قد مررتي بها في السابق |
Beyaz olduğumu falan biliyorum, ama "rap" yapabilirim. | Open Subtitles | وأنا أعرف أنني أبيض وكلّ شيء لكنّني يمكن أن أغني الراب |
Şimdi olduğu gibi, bir şey arıyorum, kola makinesine geldiğimi biliyorum, sonra bir çeyreklik düşürdüm, şuraya yuvarlandı ve evet, işte burada. | Open Subtitles | الآن، أنا أبحث عن شيء ما وأنا أعرف أنني أتيت إلى آلة البيع ثم وضعت ربع دولار وانزلق إلى هنا |
Ve hayalini kurduğun bir kız gibi davranmadığımı biliyorum ama sırf giymemi sen istedin diye elbise giyemem. | Open Subtitles | وأنا أعرف أنني لست الابنة التي حلمتي بها لكنني لا أستطيع ارتداء فستانا فقط لأنك تريدينني أن أفعل |
Buraya geldim ve ben dışarı gitmeyecek biliyorum oturmak | Open Subtitles | لقد جئت إلى هنا وأنا أعرف أنني لن أخرج اجلس |
15 yılım kaldı ve çıplak kadınlarla dolu bir partide şemsiyeli içki içmek için tek şansımı teptiğimi düşününce kendimden nefret edeceğimi biliyorum. | Open Subtitles | أنا لدى 15 سنة آخرى . . وأنا أعرف أنني سأكره نفسي لو أنني فجرت طلقتي الوحيدة . . |
"Uzun yollar kat ettim ve yakında öleceğimi biliyorum. | Open Subtitles | "لقد مشيت مسافة طويلة وأنا أعرف أنني يجب أن أموت قريباً. |
biliyorum önyargılıyım, benim tek kızımsın ama seninle birlikte olacak kişi dünyanın en şanslı adamı olur. | Open Subtitles | وأنا أعرف أنني منحازة... أنت ابنتي الوحيدة ولكن الرجل الذي يفوز بكٍ سوف يكون ... |
Ve biliyorum ki burada yedi ila on gün arasında kalacağım. | Open Subtitles | وأنا أعرف أنني قد أظل محتجَزة هنا... لمدة تتراوح بين 7 و10 أيام. |
June'dan hoşlanıyorum ve onun gibi harika, zeki ve beni genç hissettiren biriyle başka bir şansım olmayacağını biliyorum. | Open Subtitles | والآن أنا معجب بـ(جون) وأنا أعرف أنني لن أحظى بفرصه أخرى لواحده مذهله وذكيه والتي تبقيني شاباً على الدوام |