Benim bu gezegendeki en güzel ve en önemli yaratıklarım. | Open Subtitles | بالنسبة لي انهن أجمل وأهم مخلوق على هذا الكوكب |
Hayır. Nathan ve Jamie'nin hayatımdaki en iyi ve en önemli şeyler olduğuna katılıyorum. | Open Subtitles | لا، فأنا أرى بأن نيثن وجيمي أفضل وأهم شئ حدث لي |
Geçmişi değiştirmedeki yolculuğumda, ilk ve en önemli adımdı. | Open Subtitles | لقد كانت أول وأهم خطوة في رحلتي لتغيير الماضي |
Ama benim için en önemlisi, işte bu telefonunuzdaki kodların görünüşü. | TED | وأهم شيء بالنسبة لي، هذا ما تبدو عليه برمجة هاتفكم الخلوي. |
en önemlisi, diğer insanlarla olan ilişkilerine de yardımcı olmaz. | Open Subtitles | وأهم من ذلك, انه لن يساعدك في علاقاتك مع الناس |
Memelerin farkına varmak meme sağlığının ilk ve en önemli aşamasıdır. | Open Subtitles | ملاحظة الثديين هو أول، وأهم جزء في صحة الثدي. |
Kibir ve korku seni hâlâ en basit ve en önemli dersi öğrenmekten alıkoyuyor. | Open Subtitles | الغرور والخوف ما زالا يمنعانك من تعلّم أبسط وأهم درس في الوجود. |
Ama dünya mükemmel değil. ve en önemli şey de seni hayatımda istiyor olmam. | Open Subtitles | لكن هذا ليس عالماً مثالياً وأهم شيء هو أنني أريدك في حياتي |
Olasılıkları yendik. Ses: Sanırım doğumgünü dileğin yerine geldi. MT: Ve bu aslında bana en son ve en önemli kartı bırakıyor: üzerinde bu hayli belirgin işareti olan. | TED | صوت: أعتقد أنك حصلت على أمنية ميلادك.م. ت: وهذا يتركني مع آخر، وأهم بطاقة على الاطلاق: تلك ذات العلامة الكبيرة جداً عليها. |
Faşizm insanların kendilerini dünyadaki en güzel ve en önemli şeye sahip olduğuna inandırır; milletlerine. | TED | لأن الفاشية تجعل الناس يرون أنفسهم كجزء من أجمل وأهم الأشياء في العالم... الأمة. |
ve en önemli malzeme arkadaşlığımızdı. | Open Subtitles | وأهم مكون في هذا كله هو صداقتنا |
Harap edildiği zamanda Kurtuba, aslında Avrupa'nın en büyük ve en önemli şehri, İslam ilmi ve bilimi için bir merkez olarak doğudaki Bağdat'ın bir rakibiydi. | Open Subtitles | وقت سقوطها، كانت "القرطبة" في الواقع ،"أكبر وأهم مدينة في "أوروبا تنافس "بغداد" في الشرق |
Son ve en önemli davamın başarısızlıkla sonuçlanmasını istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد آخر وأهم قضايا تنتهي بالفشل |
ve en önemli şey.. | Open Subtitles | وأهم شئ |
en önemlisi de dünyayı kurtarıyor olsan iyi edersin. Olur da ezik, satılmış biri olursan git kendini bir uçurumdan at. | Open Subtitles | وأهم شيء ، من الأفضل أن تكون تنقذ العالم فإذا أصبحت سخيفاً بوظيفة سخيفة فمن الأفضل أن ترمي نفسك من هاوية |
Ve en önemlisi yıllar boyu çalışmanın ötesinde, zamanla gelişme görmedik. | TED | وأهم ما في الأمر أنه خلال فترة سنوات الدراسة، لم نرى أي تحسن على مرالزمن. |
Bilgisayarı yapabilmek için enerjiye ihtiyacımız vardır, ve en önemlisi, medyanın ilgisini yürürlükte tutmak için, edindiğimiz bilgiyi kaydetmemiz gerekmekte. | TED | كما اننا بحاجة الى طاقة لصنع الحاسوب، وأهم من ذلك، الى وسيط إعلامي يدون تلك المعارف التي نكتشفها. |
en önemlisi, saat başı sütle 1000 mg C vitamini al. | Open Subtitles | وأهم شيء، تناول ألف وحدة من فيتامين سي كل ساعة مع الحليب فقط |