Ve eğer ona şimdi yardım etmezsen, kendini asla affetmezsin. | Open Subtitles | وإن لم تساعده و تساعدها الآن فلن تسامح نفسك ابداً |
Ve eğer bu savcı onlara sanığın tükürüğünü bir tabakta sunmazsa masumdur! | Open Subtitles | وإن لم يقدّم لهم المدّعي العام بصاق المتهم على طبق غير مذنب |
İşte yapacağım şey beşe kadar sayacağım Ve eğer buraya gelmezsen. | Open Subtitles | سكارليت, إليك ماسأفعله سوف أعد للــ 5 وإن لم تكوني هنا |
- Eğer oradaysa bir an önce bana sinyal gönder. - Ya orada değilse? | Open Subtitles | إتصلى بى لو كان هناك وإن لم يكن هناك؟ |
- Peki ya dönmezsek? | Open Subtitles | عندما تعود للأعلى - وإن لم نعد للأعلى؟ |
Bir Rus gangsteriyle aynı hücreyi paylaşmıştım ve bana çok yüksek sesle konuştuğumu Ve eğer kesmezsem taşaklarımı boynuma dolayacağını söylemişti. | Open Subtitles | كنت في زنزانة مع رجل عصابات روسي ةقال بأن أتكلم بصوت مرتفع وإن لم اتوقف سيقوم بربط كرات قضيبي في عنقي |
Ve eğer bu onunla irtibat kurmadıysa bir gün birisi kuracak. | Open Subtitles | وإن لم يتصل به هذه الآلي فسيفعل واحد آخر يوم ما. |
Ve eğer boş verip geçmezsen bu işi bir daha asla yapamayacak. | Open Subtitles | وإن لم تغضّ النّظر عن هذا، فلن يكون قادرًا على ممارسته ثانية |
Ve eğer bizler buna dikkat etmez isek, bu bir gerçek sorun olabilir. | TED | وإن لم نعرها اهتماما، قد تكون مشكلا حقيقيا. |
Ve eğer henüz göremediyseniz, Öldünüz. Doğru mu? | TED | وإن لم تراه بعد فأنت ميت إذا الآن لامحالة .. أليس هذا صحيح ؟ |
Çaresizim, Ve eğer gelmezsen, sonuçlarından ben sorumlu olmayacağım. | Open Subtitles | انا يائسة, وإن لم تاتى, فلن اكون مسئولة عن العواقب |
Projeksiyon lenslerini kontrol et, Ve eğer sorun orada değilse, tüm alıcıları kontrol et. | Open Subtitles | إفحص كل عدسات التصوير وإن لم يكن بها شئ , إفحص أجهزة الإستقبال |
Adama fahiş bir faiz ödüyorum Ve eğer zamanında ödemezsem borç senedini anneme gösterecek. | Open Subtitles | وإن لم أدفع بالوقت المطلوب سيذهب لأمي ويريها ما أدين |
Ve eğer bir grup sorumlu yetişkin, silahlarla sorumlu bir şekilde... | Open Subtitles | وإن لم تستطع مجموعة بالغون تحمّل مسؤولية إطلاق النار |
Ve eğer basit, sessiz, sakin dağ kasabalarında biz yaşayamıyorsak, kimse yaşayamayacak! | Open Subtitles | وإن لم يكن بوسعنا العيش في بلدة جبلية بسيطة وآمنة فلن يقوم أحد بذلك |
Sanki bir şey yapmak zorundayım Ve eğer yapmazsam, patlayacakmışım gibi. | Open Subtitles | مثلأنهيجبأنأفعل شئما ... وإن لم أفعل ، سوف يتم تدميري ... |
Gidecek Ve eğer gidemezse benim yüzümden olmayacak. | Open Subtitles | هي ستذهب إلى هارفورد, وإن لم تفعل ذلك فلن يكون ذلك بسببي |
- Ya ele geçiremezsek? | Open Subtitles | وإن لم نستطع ذلك ؟ |
Peki, ya bu talebini reddedersem? | Open Subtitles | وإن لم أمتثل للأمر ؟ |
Ve, tabi, eğer hiç yüzeyiniz Yoksa, basit işlemler için avucunuzu kullanmaya başlayabilirsiniz. | TED | وإن لم تجد سطحاً لاستخدام الجهاز، بالإمكان استخدام راحة الكف لإجراء تطبيقات بسيطة. |
Aksi takdirde onları yitirdiğimizi farz etmek zorunda kalacağız bir Hıristiyan yerleşim merkezine ulaşma umudumuzla geldiğimiz yoldan geri dönmemiz gerekecek. | Open Subtitles | وإن لم تعد، سنفترض أنها تاهت وسيكون علينا المضي في طريق العودة، |
Sana nereye gideceğini ya da ne yapacağını söylemesem kendin hiçbir şey yapamazsın. | Open Subtitles | وإن لم اخبرك اين تذهبي وماذا تفعلي فلن تكون لك نفس على الإطلاق |
Polis olmasa da en azından yanına bir kaç kişi al. | Open Subtitles | نعم وإن لم تكن الشرطة فعلى الأقل مجموعة رجال من جانبنا |