Ve sana destek oldum ve ikinci sırada oldum, ve her akşam yemeğinde, toplantıda, balık kızartırken sana gülümsedim, ve bak seni nereye getirdim! | Open Subtitles | فعززّتكِ ورفعتُ قدركِ وابتسمت في كل حفل عشاء وكل سباق |
Çok fazla mimik yaptım, gülümsedim ve... üzgün surat yaptım. | Open Subtitles | وفعلت العديد من الوجوه وابتسمت واظهرت وجه حزين |
İlk ben konuştum, gülümsedim., kendimle pazarlık ettim. | Open Subtitles | تحدثت أولاً, وابتسمت, تفاوضت مع نفسي. |
O kadının seni neden s*ktir ettiğini bilmiyorum belki bir gün yolda yürürken karşılaştınız belki sana kazara gülümsedi! | Open Subtitles | لا أعرف أي امرأة مسكينة مقبلة مؤخرات فعلت لتغضبك ربما كنتما تمشيان يوماَ في الشارع وابتسمت لك بلطف صدفة |
Bir oyundaydık peynir kızartması yiyorduk ve bana baktı, gülümsedi işte o anda başka hiç kimseyle peynir kızartması yemek istemediğimi fark ettim anlıyor musun? | Open Subtitles | كنا في تلك المباراة، نأكل البطاطا مع الجبن و.. نظرت إليّ وابتسمت فعرفت ذلك.. لم اعد أريد اكل البطاطا مع الجبن مع غيرها |
Diz çöktük. Meryem Ana Gülümsüyordu. | Open Subtitles | جثونا علي ركبتينا، وابتسمت لنا مريم. |
Her zamanki gibi gülümsedim, gözlerim kapalı. | Open Subtitles | وابتسمت كما افعل دائما مع عيناي مغمضتان |
Ve aklıma bir fikir geldi, gülümsedim. | TED | جاءت فكرة إلى ذهني وابتسمت. |
Ben de gülümsedim. | Open Subtitles | وابتسمت بالمقابل |
Kuyruğumu salladım ve gülümsedim. | Open Subtitles | هززت ذيلى، وابتسمت بلطف |
Kafa salladım ve gülümsedim. | Open Subtitles | أومأت برأسي موافقة, وابتسمت |
Dünyamız paramparça oluyordu ama tüm bunların arasında bana bakarak gülümsedi ve dedi ki bu yanımda olduğu sürece yalnız olmazmışım. | Open Subtitles | كان كوكبنا بدا يحتضر وحتى في منتصف هذا نظرت إلي وابتسمت وقالت |
gülümsedi, başını salladı ve yatağın yanındaki el çantasına uzandı ve tıbbi marihuananın bulantı, ağrı ve kaygı gibi belirtiler için fayda sağladığını gösteren yaklaşık bir düzine rastgele kontrollü deneysel çalışmalar yığını çıkardı. | TED | وابتسمت وأومأت رأسها، وأخذت حقيبتها التي كانت بجانب سريرها وأخرجت منها مجموعة مقالات حول تجارب عشوائية مدروسة تظهرُ فائدة الماريجوانا الطبية لأعراض مثل الغثيان والألم والقلق. |
Bir anda gözleri açıldı ve bana gülümsedi, herşey benim oldu aniden. | Open Subtitles | عندما فتحت عيناها وابتسمت شعرت بالسعادة |
Sonra bir hemşire yanıma geldi ve bana gülümsedi. | Open Subtitles | بعدها، جاءت الممرضة، وابتسمت بوجهي، |
Bana gülümsedi.. bir gülücük... ancak her şeyin farkında olan bir kadın böyle gülümseyebilir (Gülüşmeler) ve dedi ki, "Şey, bu senin için kolay olacak öyleyse" | TED | وابتسمت لي إبتسامة امرأة ذات دراية ببواطن الأمور (ضحك) وقالت: "حسناً، سيكون هذا سهلاً بالنسبة لك. |
Gülümsüyordu. | Open Subtitles | وابتسمت. |
Gülümsüyordu. | Open Subtitles | وابتسمت. |