ويكيبيديا

    "وابتسمت" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • gülümsedim
        
    • gülümsedi
        
    • Gülümsüyordu
        
    Ve sana destek oldum ve ikinci sırada oldum, ve her akşam yemeğinde, toplantıda, balık kızartırken sana gülümsedim, ve bak seni nereye getirdim! Open Subtitles فعززّتكِ ورفعتُ قدركِ وابتسمت في كل حفل عشاء وكل سباق
    Çok fazla mimik yaptım, gülümsedim ve... üzgün surat yaptım. Open Subtitles وفعلت العديد من الوجوه وابتسمت واظهرت وجه حزين
    İlk ben konuştum, gülümsedim., kendimle pazarlık ettim. Open Subtitles تحدثت أولاً, وابتسمت, تفاوضت مع نفسي.
    O kadının seni neden s*ktir ettiğini bilmiyorum belki bir gün yolda yürürken karşılaştınız belki sana kazara gülümsedi! Open Subtitles لا أعرف أي امرأة مسكينة مقبلة مؤخرات فعلت لتغضبك ربما كنتما تمشيان يوماَ في الشارع وابتسمت لك بلطف صدفة
    Bir oyundaydık peynir kızartması yiyorduk ve bana baktı, gülümsedi işte o anda başka hiç kimseyle peynir kızartması yemek istemediğimi fark ettim anlıyor musun? Open Subtitles كنا في تلك المباراة، نأكل البطاطا مع الجبن و.. نظرت إليّ وابتسمت فعرفت ذلك.. لم اعد أريد اكل البطاطا مع الجبن مع غيرها
    Diz çöktük. Meryem Ana Gülümsüyordu. Open Subtitles جثونا علي ركبتينا، وابتسمت لنا مريم.
    Her zamanki gibi gülümsedim, gözlerim kapalı. Open Subtitles وابتسمت كما افعل دائما مع عيناي مغمضتان
    Ve aklıma bir fikir geldi, gülümsedim. TED جاءت فكرة إلى ذهني وابتسمت.
    Ben de gülümsedim. Open Subtitles وابتسمت بالمقابل
    Kuyruğumu salladım ve gülümsedim. Open Subtitles هززت ذيلى، وابتسمت بلطف
    Kafa salladım ve gülümsedim. Open Subtitles أومأت برأسي موافقة, وابتسمت
    Dünyamız paramparça oluyordu ama tüm bunların arasında bana bakarak gülümsedi ve dedi ki bu yanımda olduğu sürece yalnız olmazmışım. Open Subtitles كان كوكبنا بدا يحتضر وحتى في منتصف هذا نظرت إلي وابتسمت وقالت
    gülümsedi, başını salladı ve yatağın yanındaki el çantasına uzandı ve tıbbi marihuananın bulantı, ağrı ve kaygı gibi belirtiler için fayda sağladığını gösteren yaklaşık bir düzine rastgele kontrollü deneysel çalışmalar yığını çıkardı. TED وابتسمت وأومأت رأسها، وأخذت حقيبتها التي كانت بجانب سريرها وأخرجت منها مجموعة مقالات حول تجارب عشوائية مدروسة تظهرُ فائدة الماريجوانا الطبية لأعراض مثل الغثيان والألم والقلق.
    Bir anda gözleri açıldı ve bana gülümsedi, herşey benim oldu aniden. Open Subtitles عندما فتحت عيناها وابتسمت شعرت بالسعادة
    Sonra bir hemşire yanıma geldi ve bana gülümsedi. Open Subtitles بعدها، جاءت الممرضة، وابتسمت بوجهي،
    Bana gülümsedi.. bir gülücük... ancak her şeyin farkında olan bir kadın böyle gülümseyebilir (Gülüşmeler) ve dedi ki, "Şey, bu senin için kolay olacak öyleyse" TED وابتسمت لي إبتسامة امرأة ذات دراية ببواطن الأمور (ضحك) وقالت: "حسناً، سيكون هذا سهلاً بالنسبة لك.
    Gülümsüyordu. Open Subtitles وابتسمت.
    Gülümsüyordu. Open Subtitles وابتسمت.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد