Başkan'ın eski karısı olduğunu biliyorum. Yukarlarda bağlantıları var. | Open Subtitles | أنا اعرف بأنها زوجة الرئيس السابقة ولديها علاقات واتصالات عالية |
Pekala, biz bu bölgeye giriyoruz, ve bize nüfuzu, bağlantıları olan biri gerekli. | Open Subtitles | حسناً, نحن ننتقل نحو هذه المنطقة ونحتاج شخصاً مع نفوذ واتصالات |
Sabahleyin Lucas Gant'ı arayayım. O güçlü ve bağlantıları olan bir dost. | Open Subtitles | دعني اتصل على (لوكاس غانت) في الصباح إنه صديقي ويدير نفوذ واتصالات. |
Yetkini, İnterpol'ün beni desteklemesini, izinler, yerel polis bağlantıları ve senin tam bir işbirliğini. | Open Subtitles | صلاحيتك و دعم الإنتربول لي... مذكرات التفتيش واتصالات الشرطة المحلية و تعاونك التام |
Hem o hapiste bağlantıları olan amcası falan ne ayak? | Open Subtitles | {\pos(192,215)}وماذا كان ذلك الهراء عن عمه؟ واتصالات... السجناء التي لديه؟ |