Ama Salı günü toplantısına gelen işçilerden birine anlatmış, ve Meğerse içlerinden biri bu dört lastikten ikisini Johnnie Pappas'dan almış. | Open Subtitles | ولكنه ذكر ذلك لأحد الرفاق الآخرين، في اجتماع النجارين يوم الثلاثاء، واتضح أن أحدهم قام بشراء اثنان من الإطارات |
Sonra anladım ki Meğerse lisede zirve yapan ben olmuşum. | Open Subtitles | واتضح أن.. واتضح لي للتو أنني انا الذي بقى في المدرسة الثانوية |
Meğerse Hein, Larsen ve Shaw'in... ortak bir noktaları varmış. | Open Subtitles | واتضح أن (هين) و (لارسن) و (شاو) يتشاركون شيئاً فيما بينهم |
Meğer yaşlanmanın korkutucu tarafı genç insanlarmış. | Open Subtitles | واتضح أن الجزء المخيف من التقدم بالعمر هم الشباب. |
Meğer Maureen'in aldığı tek yelkenli eğitimi iki yıl önce Heather adında bir kadındanmış. | Open Subtitles | واتضح أن دروس الإبحار الوحيدة التي تلقتها (مورين) مطلقاً (كانت من امرأة تدعى (هيذر قبل عامين |
Öğrendim ki, Don Maggie'yle çıkıyormuş, ama kız için doğru kişi olduğundan emin değilim. | Open Subtitles | واتضح أن(دون)يواعد(ماجي). ولا أظن أنه مناسبٌ لها. |
Başka finansal seçeneklerim olduğu ortaya çıktı. | Open Subtitles | لأني بحثت في الأمر واتضح أن أمامي اختيارات تمويلية أخرى |
Hein, Larsen, and Shaw'ın ...ortak bir noktaları varmış Meğerse. | Open Subtitles | (واتضح أن (هين) و (لارسن) و (شاو يتشاركون شيئاً فيما بينهم |
Meğerse rehberdeki kişilerden biri Mexico City de Sara'nın birlikte yaşayacağı aileyle bağlantılıymış. | Open Subtitles | واتضح أن أحد معارفه هم أفراد العائلة (التي ستذهب (سارة) للعيش معهم في (المكسيك |
Meğerse Harvey çocuğun kayınpederini temsil ediyor. | Open Subtitles | واتضح أن (هارفي) يمثل والد زوجته |
- Bir de Meğer Hudson Üniversitesinde bir proje varmış. | Open Subtitles | واتضح أن ثمة مشروعًا بجامعة (هادسون) معهد نيويورك للمخ والذاكرة... |
Meğer Huston, Sands gibi bir adam arayan Edward Morra adında gelecek vadeden genç bir politikacının yanında bir iş bulmuş. | Open Subtitles | واتضح أن (هوستون) لقى عملاً مع سياسي واعد اسمه (إيدوارد مورا) الذي قد يستغل شخص كـ(ساندس) |
İşletme sahipleriyle mesajlaşıyordum ve Meğer Bay Cevizli Şekerleme ve Kaymaklı'nın daha önce kadınlara sarıldığı şehirlerde yaşamış ve şu anda da New York'ta ikamet eden iki çilingir varmış. | Open Subtitles | كنت أراسل المُلاك واتضح أن هناك اثنين من صانعي الأقفال يعيشون في نفس المدينة حيث يحتضن السيد حلوى اللوز والكريم النساء والآن يعيشون في (نيويورك)... |
Öğrendim ki Logan Chicago'ya büyükannesini görmeye gitmiş. | Open Subtitles | لكن رأيت أحد العاملين الآخرين واتضح أن (لوجان) في (شيكاجو) |
Böylece kraliyet ambleminin bir dörtgenin içindeki dörtgenin içindeki dörtgen olduğu ortaya çıktı, saray içindeki yol ise gerçekten spiral. | TED | واتضح أن شارة الملك تتكون من مستطيل داخل مستطيل داخل مستطيل ، وأن الطريق خلال هذا القصر هو في الواقع على شكل هذه الدوامة. |
... veo çizgininde bir atkı olduğu ortaya çıktı. | Open Subtitles | ... واتضح أن خط هو وشاح. |