Onun için endişelendim. Bu işi kotarması için gerekli cesaretinin olduğuna Emin değildim. | Open Subtitles | لقد كنت قلقًا عليه، لم أكن واثقًا من تحمّله هذا النوع من الأمور |
Tarihten pek Emin görünüyorsun. Buyur otur dedim mi? Demediniz. | Open Subtitles | تبدو واثقًا من التاريخ؛ أطلبت منك الجلوس؟ |
Bunun parayla ilgili olduğuna nasıl Emin olabiliyorsun? | Open Subtitles | ما الذي يجعلك واثقًا أن هذا متعلق بالمال؟ |
Henüz Emin değilim, ancak çok önemli... | Open Subtitles | لست واثقًا بعد، ولكنه أمرًا هامًا، لذا.. |
Her zaman harika şeyler başaracağına inandım ben... Sen inanmadığında bile. | Open Subtitles | هيا، أنت تعرف أنني دومًا أؤمن أنك ستقوم بأمور عظيمة حتى لو لم تكن واثقًا من هذا |
O konuda ben olsam pek Emin olmazdım. Görsel ikiz mi melez mi sorusuna cevap olarak ne zaman olsa melez cevabını veririm. | Open Subtitles | ما كنت لأكون واثقًا حيال هذا، بمنحي خيار ما بين شبيهة وهجين، فساختار الهجين بكل مرة. |
Buna hazır olup olmadığıma Emin değilim. | Open Subtitles | لستُ واثقًا ما إذا كنتُ مستعدًا لذلك على أية حال. |
Ne olduğunu anladığından bile Emin değilim. | Open Subtitles | حتّى أنِّي لستُ واثقًا أنها تفهم ما حدث بعد |
Sizin bile o mucizeyi tek başınıza gerçekleştirebileceğinizden Emin değilim. | Open Subtitles | لستُ واثقًا أصلاً ما إذا كنت قادرًا على تنفيذ تلك المعجزة لوحدك. |
Hayatımda ondan daha güzel bir şey olamayacağından Emin oluncaya kadar evlenmemem gerektiğine karar verdim. | Open Subtitles | أني لن أتزوّج حتى أكون واثقًا من أنه لن يحدث لي أمر جيد في حياتي |
Hayatımda ondan daha güzel bir şey olamayacağından Emin oluncaya kadar evlenmemem gerektiğine karar verdim. | Open Subtitles | لكني قررت أني لن أتزوّج حتى أكون واثقًا أنه لن يحدث لي أمرٌ جيد آخر في حياتي |
Adam parmaklarından sıyrılmayı alışkanlık edindi. Zafer kazanacağından nasıl bu kadar Emin oluyorsun? | Open Subtitles | إنه يهرب دومًا من أمام ناظريك، فأي شيء يجعلك واثقًا من النصر؟ |
Ben de tam Emin değilim ama hayatımı ona borçluyum. | Open Subtitles | لستُ واثقًا تمامًا، ولكنّي مدينٌ له بحياتي. |
Ancak doğru evde olduğunuzdan pek Emin değilim. | Open Subtitles | كلّ ما هنالك، لستُ واثقًا بالكامل أنّكما في المنزل المناسب |
Frankly, yapabileceğimden Emin değilim. | Open Subtitles | لسوء الحظ، لستُ واثقًا من كوني سأستطيع فعلها في الوقت المحدّد |
Bunun sorunu çözeceğinden Emin değilim... ama tam gitmek istediğiniz yere çıkan bir merdiven buldum. | Open Subtitles | لست واثقًا إن كان هذا سيحلّ المشكلة لكنّي وجدت درجًا يؤدّي إلى حيث تريدان الذّهاب بالتّحديد |
Ben, işin bana göre olduğundan pek Emin değilim. Kararı sana bırakıyorum... | Open Subtitles | لستُ واثقًا أنّ الوظيفة ملائمة لي - سأترك لك حريّة الاختيار - |
- Bunun arkasında onun olmadığına Emin misin? | Open Subtitles | وما الذي يجعلك واثقًا أنها ليست الفاعلة؟ |
Senden veya o deli adamdan kaçacağımdan Emin olamadığım için kendi hayatımı kurtarmak adına kesin tedbirler almış bulundum. | Open Subtitles | حسنٌ، لست واثقًا أنني سأنجو من المجنون ومنك لذا قمت بتدابير جذرية ... من أجل بقائي على قيد الحياة. |
Tamam, istifa kararından Emin değilim. | Open Subtitles | حسنًا، أنا لست واثقًا بأنّه كان عليك الإستقالة. |
Her zaman harika şeyler başaracağına inandım ben... Sen inanmadığında bile. | Open Subtitles | هيا، أنت تعرف أنني دومًا أؤمن أنك ستقوم بأمور عظيمة حتى لو لم تكن واثقًا من هذا |