"واجبنا" - ترجمة من عربي إلى تركي

• görevimiz
• görevimizi
• görevimizdir
• Bizim işimiz
• düşen
• işimizi
• düşeni
• ödevimiz
• vazifemiz
• zorundayız
• görevimizin
• görevidir

Ama varsa, bu konuda bir şey yapmak görevimiz değil midir?
واذا كان الأمر كذلك,أليس من واجبنا أن نفعل شيئا بخصوص ذلك؟

Ve Bizim işimiz... hayır, görevimiz hayatın her alanında yalanları açığa çıkarmaktır.
و إنه عملنا , لا , واجبنا فضحهم فى كل مناحي الحياة

Bak, ben de saldırmak istemiyorum ama bizim görevimiz bu.
أنظر , لا أود أيضا مهاجمة القاذفة ..لكن ذلك واجبنا

Biz polis memurları görevimizi yasaların çizdiği sınırlar içerisinde yapabiliriz.
نحن الشرطة ديك ضباط لنؤدي واجبنا .. مقيدة بحدود معينة.

Takım arkadaşlarımızdan birinin başı belaya girerse onu kurtarmak bizim görevimiz.
إذا كان واحد من رفاقنا يحصل في ورطة, من واجبنا لانقاذه.

Başkan yardımcısının olaylardan tam anlamıyla haberdar olduğundan emin olmak bizim görevimiz.
ومن واجبنا التأكد بشكل كامل بأن نائب الرئيس يعرف بكل ما يجري

- Kabul ediyorum, doktor. - Ama bizim görevimiz bu.
متّفق معك، أيها الطبيب، لكنّه واجبنا ويجب علينا القيام به

Tabii ki, bu bizim görevimiz. Cep telefonumun numarasını almak ister misiniz?
بالطبع , انه من واجبنا هل تريد ان تأخذ رقم هاتفي ؟

Onu yara bere içinde bıraktık. Yaralarını kapamak bizim görevimiz.
لقد جرحنا هذا المكان لذلك من واجبنا أن نغلق تلك الجروح

görevimiz; bu olağanüstü kişiye itibarını geri vererek dünyamıza kazandırmaktır.
إنه من واجبنا أن نُعيد هذا الشخصية الاستثنائية إلى عالم الأحياء

Bu bizim görevimiz. Başkalarına yardım etmeliyiz.
لم نفعل أكثر من واجبنا في مساعدة الآخرين

- görevimiz... - Bana görevimi öğretme, General. İmparatorun emri çok açık.
واجبنا هو لا تعلمنى واجبى يا جنرال جيرار

Bu hastalıkları önlemek ve sorun çıkaranları tutuklamak için bir görevimiz var.
من واجبنا منع الاضطرابات و القاء القبض على مثيرى الشغب لذلك سوف تعلمون

- görevimiz onları geri getirmek.
إنه واجبنا لنخرجهم من هذا أنا لا أهتم بمسؤلياتك

Bizim görevimiz onu savunmak geçmişte, şimdi ya da gelecekte.
فمن واجبنا الدفاع عنها فى الماضى والحاضر والمستقبل

Bu da bize, nöbet tutup asıl görevimizi yapma serbestliği veriyor.
إن ذلك يترك لنا الفراغ للوقوف و المراقبة بالجزء الأعلى و واجبنا الأساسي

Kamu hizmetkârı olarak bu adamı taciz etmek görevimizdir.
ونحن كخدم للجمهور, فإنه من واجبنا ان نصطاد هذا الرجل,

O kendine düşeni yapıyor, biz de bize düşeni yapacağız. Şu an için bize düşen, şu otobüse binip şehir dışına çıkmak.
يفعل ما يتوجّب عليه، وعلينا القيام بواجبنا، وحالياً، واجبنا هو ركوب الحافلة ومغادرة المدينة

Ama sen de işimizi yapmamıza izin vermelisin.
و لكن يجب عليك ان تسمحي لنا بأداء واجبنا

Yine de evsiz için üzerimize düşeni yapmak iyi hissettiriyor.
لكن يظل من اللطيف التفكير أنّنا أدينا واجبنا تجاه المشرّدين

Muhammed (S.A.V)'in bize öğrettiği şeylerden biri dünyadaki haksızlıkları gidermenin bizim ödevimiz olduğudur.
أحد الأشياء التى علمنا إياها الرسول محمد صلى الله عليه وسلم كانت هى الواجب واجبنا لرفع الظلم عن العالم

Onlar için ama aynı zamanda onlarla birlikte umut ve fırsat bırakmak bizim vazifemiz.
إنه واجبنا لترك تراث من الأمل والفرص لهم ولكن أيضاً معهم.

Bir arama yapmak zorundayız. Buraya sadece işimizi yapmak için gelmiştik.
إستمع، جائنا نداء إستغاثة، جئنا هنا، نؤدي واجبنا فقط

Her zaman ilk görevimizin kendimize karşı olduğuna inandım.
اعتقدت دائماً أن واجبنا الأول هو دائماً تجاه أنفسنا

Ve iyileşene kadar onu burada tutmak bir Hıristiyanlık görevidir.
إنه واجبنا المسيحي أن نبقيه هنا حتى نشفيه