Sadece etrafta oturup onun bizi teker teker avlamasını beklemeyeceğiz. | Open Subtitles | لن نبقى جالسين وننتظر ذلك القرش يقتلنا واحداً تلو الآخر. |
İşi bir daha geciktirirsen maymunları teker teker katletmeye başlarım. | Open Subtitles | لو تدخّلت مُجدّداً ، سأبدأ بذبح القردة واحداً تلو الآخر. |
Daha sonra 69. günde itinali 22 saat süresince madencileri teker teker çıkarmayı başardılar. | TED | وفي اليوم التاسع والستون، وخلال أكثر من 22 ساعة مقلقة، حيث جهزوا لسحب العمال خارجاً واحداً تلو الآخر. |
Aileni, dostlarını, Roma'nın en soylu insanlarını tek tek katlettiğini gördüm. | Open Subtitles | قتلت أسرتك واحداً تلو الآخر أصدقائك ، و أنبل الرجال في روما |
Koyu renk bir tişört ve koyu renk bir pantalon. Dışarıdaki polisler bütün müşterileri dışarı çıkarıp tek tek bakmak istiyor. | Open Subtitles | سنقوم بالتفتيش وتدقيقهم واحداً تلو الآخر |
Odayı birer birer tek edeceksiniz, ama önce çanta alacaksınız. | Open Subtitles | ستغادرون الغرفة واحداً تلو الآخر ولكن عليكم أن تأخذوا الأمتعة |
Ayırıp birer birer indirelim. | Open Subtitles | دعينا نفصلهم عن بعض ونجعلهم ينزلوا واحداً تلو الآخر |
Ona tüm kitapları teker teker okumamı istedi. | Open Subtitles | ، لقد كانت تجبرني على قراءتها لها . واحداً تلو الآخر ، دون راحة |
Operanın ardından, hepimizi teker teker yemeğe çağırdın. | Open Subtitles | لقد دعوتنا واحداً تلو الآخر لتناول العشاء بعد الأوبرا. |
Müfreze! teker teker sığınağa girin! | Open Subtitles | الفصيلة الأولى، الحصول على حافة من العالم، واحداً تلو الآخر. |
öldürdüğün diğerlerini de sana anlatacağım... teker teker. | Open Subtitles | سأخبركِ عن الآخرين الذين قمتِ بقتلهم واحداً تلو الآخر |
O bizi teker teker avlayacak. Bunun olmasına izin veremem. | Open Subtitles | كان سيصطادنا ويقتلنا واحداً تلو الآخر لم أكن أستطيع أن أسمح بحدوث ذلك |
Önce o aptalları teker teker yakalayın. | Open Subtitles | يجب أن نتخلص من هؤلاء الأولاد واحداً تلو الآخر. |
Aptallar tek tek geliyorlar. | Open Subtitles | الحمـقـى يستمرون في الإتيان واحداً تلو الآخر |
Ama ormanın içinde koşup durarak tek tek yakalanmaktan daha iyi bir şans olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعلم بأنها فرصة أفضل مما لدينا الجري في أنحاء تلك الغابة والقضاء علينا واحداً تلو الآخر |
Yüzündeki tebessümle birlikte işini bitirmişti sonra da bebeklerin hepsine tek tek irinle dolu birer kokuşmuş, bataklık suyu şişesi vermişti. | Open Subtitles | بعد أن أكتمل عمل هنا أعطى الأطفال واحداً تلو الآخر زجاجات عصير مستنقع نتن |
Tüm testleri tek tek kontrol ederdi. | Open Subtitles | لقد صحح الاختبار بنفسه واحداً تلو الآخر و اكتشف |
Tüm testleri kendi kendine tek tek kontrol ederdi. | Open Subtitles | لقد صحح الاختبار بنفسه واحداً تلو الآخر و اكتشف |
Ayırıp birer birer indirelim. | Open Subtitles | دعينا نفصلهم عن بعض ونجعلهم ينزلوا واحداً تلو الآخر |
Burada kalamayız. Bizi birer birer öldürür. Dawn'la arasında hiç kimse kalmayıncaya kadar. | Open Subtitles | لا يمكننا البقاء هنا ستقتلنا واحداً تلو الآخر حتي لا يكون هناك شخصاً عائقاً بينها وبين داون |
Yapmam gereken tek şey, onları birer birer parçalamak. | Open Subtitles | فتاة مثل بافي لديها الكثير من الأصدقاء كل ما عليّ فعله هو تمزيقهم واحداً تلو الآخر |
O her seferinde bir bizi alır iken Biz sadece bir şey burada oturup yapamaz. | Open Subtitles | لا يمكننا أن نجلس هنا و لا نفعل شيء . بينما تستمر بأخذنا واحداً تلو الآخر |