Sadece bir yıl bile genç olsaydı, yine senin kardeşin olabilirdi. | Open Subtitles | لو أنك كنت أكبر بسنة واحدة كان يمكن أن يكون أخوك |
Öyleydi de. Fakat diğer yandan, bir yerine iki seçimi açıklamak çok daha karışıktı. | TED | ولقد كان، لكن من جهة أخرى، محاولة شرح عمليتين انتخابيتين بدلًا من واحدة كان أكثر تعقيدًا. |
bir kişiyi, bütün bir dakika görmen gerekmez ve sonra... 28 yaşındaydı. | Open Subtitles | ليس عليك الرؤية شخص كاملة ودقيقة واحدة... كان بالغ 28 من العمر. |
bir kıvılcım... tüm bu beton yığınını sakıza çevirir. | Open Subtitles | وبشرارة واحدة كان من الممكن أن يتحول هذا المكان إلى علكة مضغ |
Şu bir kerenin dışında. Internet'teydi. | Open Subtitles | وباستثناء مرة واحدة كان ذلك عبر الإنترنت |
bir arabayla? Önde birileri olmalıydı. | Open Subtitles | في سيارة واحدة كان يجدر به أن يستقلّ حافلة |
Bu arada, sadece bir kez geceler boyu demek yetmez. | Open Subtitles | بالمناسبة ليل بعد ليل مرة واحدة كان يمكن أن تكون كافية |
Bu salondaki her Necromonger savunmanızı bir gecede yıkan ordunun her üyesi bir zamanlar sizin gibiydi. | Open Subtitles | كل فرد فى الجيش الضخم الذى أكتسح دفاعاتكم فى ليلة واحدة كان يوما ما مثلكم |
Orada bir kız vardı, küçük kardeşi arkasına sarılmış. | Open Subtitles | كان هناك بنتٌ واحدة كان عِنْدَها أختُها الصَغيرة ملفوفة على ظهرها |
bir bakışta Baron gibi bir erkeğin dizlerinin üstüne çöktürülebileceğini söylediğini hatırlasana. | Open Subtitles | لتتذكري بأنِك بنظرة واحدة كان بإمكانِك أن تفقدي أي رجل صوابه |
Askerler bizi camiye götürdü ölüleri mezarliga tasimamiz için, bir odaya girdik ve odada 60-70 civarinda ceset vardi . | Open Subtitles | الجيش أخذنا إلى المسجد لأخذ الموتى إلى المقبرة دخلنا إلى غرفة واحدة كان هناك 60 أو 70 جسم داخلها |
Eğer bir tane istiyorduysan, herhangi bir yere gidebilirdin. | Open Subtitles | ان اردتي واحدة كان يمكن ان تذهبي لأي صحيفه اخرى |
O açıdan Flatiron'u gören her bir noktanınkini... | Open Subtitles | كل جهة نظر قابلة للحياة من المكواة، من زاوية واحدة كان من الممكن أن ينظر من، |
Peki, size yardım edebileceğim herhangi bir konu olursa... aramak için tereddüt etmeyin. | Open Subtitles | حتى إذا كان هناك أي طريقة يمكن أن تساعد مرة واحدة كان قد تم من خلال كل شيء، أي شيء تحتاجه، لا تتردد في الاتصال |
Annen 10 tane yanlış şey söyledi ama sen tutup içinden tam doğru bile olmayan bir tanesini alıyorsun. | Open Subtitles | قالت10 أمور وكانوا على خطأ واخترت واحدة كان ذلك تقريباً الصحيح |
bir keresinde Omaha Plajı'ndan uzaklaştırılan kuzeni inanılmaz şükran duyuyordu. | Open Subtitles | وابن عمه، إزالة مرة واحدة كان في شاطئ أوماها، لا يصدق في الامتنان. |
Ama başka bir açıklama yokken Dr Scott'un bu sefer yanılmış olma ihtimali yok mu? | Open Subtitles | ولكن مع عدم وجود تفسير آخر، ليس من الممكن أنه في هذه الحالة واحدة كان الدكتور سكوت الخطأ؟ |
Aslında o zamandan bu yana babanın araştırdığı bir dava da dahil birçok olay yerinde bulundu. | Open Subtitles | في الواقع ,لقد وجدت في اكثر من موقع جريمة من حينها من ضمنها واحدة كان يحقق فيها والدكِ |
Bu ikisi hayat boyu aşık olabilirler veya adam bir gün onu uykusunda boğabilir. | Open Subtitles | هذان يمكن أن يكون قصة حب مدى الحياة أو ربما ليلة واحدة كان يختنق لها في نومها. |
Ama bu bildiğin, götümden çıkarmak için uğraştığım katı bir parça gibiydi. | Open Subtitles | إنه مثل قطعة صلبة واحدة كان علي الدفع لإخرجها من مؤخرتي |