Eisenhower'la bir saat geçirsem o da benimle aynı fikirde olacaktır. | Open Subtitles | ساعة واحدة مع آيزنهاور وسيشعر بنفس الشىء |
Eisenhower'la bir saat geçirsem o da benimle aynı fikirde olacaktır. | Open Subtitles | ساعة واحدة مع آيزنهاور وسيشعر بنفس الشىء |
Hepinize Kral'la bir gece geçirme fırsatı verilecek. | Open Subtitles | كل منكن ستمنح ليلة واحدة مع الملك |
Ed Banger'la aynı odada olduğumuza inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أني كنت في غرفة واحدة مع إيد بانجر |
Tek istediğim baloya geri dönmek ve Brittany ile bir kere dans edebilmek. | Open Subtitles | كل ما أريده أن أرجع الى هناك و أحضى برقصة واحدة مع برتني. |
Sana söyliyeyim Mary.İkisine de tek bir an bile farklı düşünmemi sağlıacak kadar... göz açtırmadım. | Open Subtitles | حسنا،سأخبرك،ماري. بأني لا أستطيع أن أتذكر للحظة واحدة مع أحدهما هذا ما يجعلني أعتقد غير ذلك |
Biri bana Santos'la bir dakikam daha olduğunu söylese, sence bittiğinde canım yanacak diye bunu geri çevirir miydim? | Open Subtitles | اذا اخبرني احد ان لدي دقيقة واحدة مع "سانتوس" هل تعتقدين بانني سافوتها |
Liam'la bir dans ettim diye her şeyi tehlikeye mi atmış oluyorum? | Open Subtitles | رقصة واحدة مع (ليام) و انا اضع كل شىء فى خطر ؟ |
- Onu sana teslim etmeden önce Borz'la bir saat geçirmek. | Open Subtitles | أنا فقط أريد ساعة واحدة مع "بورتز" -قبل أن تأخذيه |
Bu olaylarda, hiçbir zaman Sevgili Tullius'la bir sorunum olmadı. | Open Subtitles | بالرغممنكُلهذا ... لم أعرف مُشاجرة واحدة مع (الطيب( توليوس... |
Bu olaylarda, hiçbir zaman Sevgili Tullius'la bir sorunum olmadı. | Open Subtitles | بالرغممنكُلهذا ... لم أعرف مُشاجرة واحدة مع (الطيب( توليوس... |
Ama hala bu kocaman evde tek başına oturuyorsun ve ben de Brooke'la aynı yatak odasına tıkışmış durumdayım. | Open Subtitles | و لكنك مازلت تعيش بمفردك فى هذا المنزل الكبير (و أنا مازلت محشورة فى غرفة نوم واحدة مع (بروك |
Benim gibi yakışıklı birinin Gavin Belson'la aynı odada bulunmasının tek sebebi kan oğlanı olmasındandır. | Open Subtitles | أعني, هذه هي الطريقة الوحيدة لشخص وسيم مثلي أن يكون في غرفة واحدة مع (غافين بيلسون)، أن يكون الشخص المُختص بنقل الدماء! وهذا سيء. |
Söylentiye göre Lucky Tina ile bir gecelik kaçamak yapan tek kişidir. | Open Subtitles | الشائعات التي ترددت أن لكي كان الشخص الذي قام بتسريب علاقته لليلة واحدة مع تينا على الهواء |
Eğer Bay Jordan ile bir dakikalığına yalnız kalabilsem... | Open Subtitles | إذا إستطعت فقط أن أحظى بدقيقة واحدة "مع السيد "جوردان |
Joe longo ile bir konuşma, ve ailem boşanmanın eşiğinde mi? | Open Subtitles | ، )إذاً محادثة واحدة مع (جو لونغو و كل زواج أبويّ ينتهي ؟ |
Amanda Tanner'la tek bir görüşme ve her şey bitecek. | Open Subtitles | مقابلة واحدة مع أماندا تانر وتنتهي كل الأزمة |