L'Chaim, bunu senin için yapacağım. Ama Sadece bir şarkı. | Open Subtitles | لاخيم , سأفعلها من أجلك و لكن اغنيه واحده فقط |
Ben iki ayağı idare ediyorum ve Devon Sadece bir ayakla gidiyor. | Open Subtitles | انها فقط انا لدي قدمان في الداخل وديفن لديه قدم واحده فقط |
Bu Sadece bir seferlik ve bir seferlik anlaşma. Unuttun mu? | Open Subtitles | انها لعبة لمره الواحده فقط واذكرك بأنها مره واحده فقط ؟ |
Var olan yaşlandığında, tek bir yumurta bırakır ve ölür. | Open Subtitles | عندما يكبر حصان البحر يبيض بيضه واحده فقط ثم يموت |
Bu vadide bir tek kasaba var sahipleri arkadaşlarım. | Open Subtitles | هناك مزرعه واحده فقط فى هذا الوادى وصاحبها صديق لى |
Sadece bir geceliğine buradayız. Dört dakikanız var. | Open Subtitles | سنكون هنا لليله واحده فقط لديك اربع دقائق |
Hayır, Sadece bir tane. Ama bu katliam baştan sona kadar "Baba 3" gibiydi. | Open Subtitles | لا انها واحده فقط , لكن المذبحه تشبه مرورك بفلم الأب الروحى الجزء الثالث |
Yattığım Sadece bir kişi oldu... ikimiz de çok gençtik. | Open Subtitles | لا يوجد واحده فقط انا عاشرتها عندما كنا نحن الاثنين بالغين |
Yapabilir misin, Iütfen, Sadece bir kere olsun kıçımdan düşsen. | Open Subtitles | ارجوك، هل ستفعلينها لمره واحده فقط. ابتعدي عن مؤخرتي. |
Sadece bir şarkı, ses tonun nasıl bir duyayım. | Open Subtitles | أغنيه واحده فقط. كي اعرف بالظبط قدراتك صوتك. |
Sadece bir tablo satmış olabilir. | Open Subtitles | بعَمَلِه خلال يومه ربَّما يكون قد باع لوحه واحده فقط |
Eğer onu görmeyi istersen, Sadece bir kızı sevmelisin. | Open Subtitles | إن أردت رؤيته، تحتاج أن تحب فتاه واحده فقط. |
Pekala, Sadece bir tane ve sonra buradan gideceksin Eric Allister Daniels. | Open Subtitles | حسنا .. واحده فقط ثمن تخرج من هنا .. ايريك |
Dediklerine göre senin gibi güzide Emmy ödülünü almış biri için Sadece bir kereliğine konuk oyuncu olarak aramıza katılmak zaten yeterince küçük düşürücüymüş. | Open Subtitles | حسناً،كما شرحوا لي كفائزه قديره بجائزه الايمي مثلك لتنضم الينا لمشهد واحد مره واحده فقط |
Hayır, Matt'in Sadece bir ekstra bileti vardı. | Open Subtitles | لا .. كان لدى مات تذكرة إضافية واحده فقط |
Ve senin de bildiğin gibi, Kansas'ta Sadece bir tane sağırlar okulu var. | Open Subtitles | وكما تعلمين, هناك مدرسة ثانوية واحده فقط للصم في مدينة كانساس سيتي |
Sadece bir kere psikiyatri rotasyonuna girdim, o yüzden tavsiyem kötü olabilir ama bence boşlukları doldurmaya çalışmalısın. | Open Subtitles | لقد قمت بدورة طب نفسي واحده فقط لذلك قد تكون نصيحتي لك سيئه لكني أعتقد أن عليك أن تملأي الفراغات بذاكرتك |
tek bir çatışmada 5 bin İngiliz esir alınmıştı. | Open Subtitles | الأسرى البريطانيين خمسة الاف أسير فى معركة واحده فقط |
Ruth'un bu büyüyü kullanabilecek gücü bulabilmesinin bir tek yolu var. | Open Subtitles | هناك طريقه واحده فقط تستطيع فيه روث أن تستمد القوه لهكذا نوع من السحر |
Bunu yalnızca bir kez söyleyeceğim, o nedenle dinlemenizi öneririm. | Open Subtitles | سأقول هذا لمره واحده فقط لذا أقترح أن تستمعوا |
Hristiyan inanışında on emir vardır. Benim bir tane var. | Open Subtitles | الأيمان المسيحى له 10 وصايا و أنا لدى واحده فقط |
Bu dünyada sadece tek bir isteğim var - benim için çalacağınız şeyi elimde tutmak. | Open Subtitles | لدي امنيه واحده فقط فى هذا العالم ان احمل فى يدى الشىء الذى ستسرقه لي |
Kazanmak için tek şansımız açık arazide savaşmak. | Open Subtitles | لدينا فرصه واحده فقط و هى أن نقاتلهم فى الخارج.. فى مكان مفتوح |