bildiğim bir şey var ise o da bilim ile dinin iyi geçinemediğidir. | Open Subtitles | إن كان هناك شيء واحد أعرفه سيكون هو : العلم والدين لا يختلطان |
bildiğim bir şey varsa o da bir daha aldatılamayacağımız. | Open Subtitles | شيء واحد أعرفه بالتأكيد نحنُ لن يتم خداعنا مرة أخرى |
Eğer bildiğim bir şey varsa o da bir imaj oluşturmaktır. | Open Subtitles | إذا كان هنالك شيء واحد أعرفه فهو صنع صورة في الثانوية |
Bu tür çekim kuvvetini oluşturabilecek benim bildiğim tek bir şey var. | Open Subtitles | هناك شئ واحد أعرفه من الممكن أن يولد مثل هذا السحب الجاذبي |
Şu anda bildiğim tek şey ise, birkaç gün içinde... askerliğimi yapmak için orduya katılacak olmam. | Open Subtitles | شيء واحد أعرفه على وجه اليقين، أني خلال بضعة أيام، سأكون في الجيش، لأداء خدمتي العسكرية. |
Ama bildiğim bir şey varsa; bir kadın yalnız kalmak istiyorsa bunu sağlayacaksın. | Open Subtitles | شيء واحد أعرفه هو عندما تريد المرأة فسحة فأمنحها فسحة |
Bu işte çok uzun zamandır çalışıyorum ve bildiğim bir şey varsa o da böyle bir cinayetin içinde muhakkak bir kadın olduğudur. | Open Subtitles | لدي خبرة طويلة ، وهناك شيئ واحد أعرفه جريمة مثل تلك لابد أنها بسبب امرأة |
Yıllarca polislikten sonra bildiğim bir şey varsa o da bizim fazla çalışma yapmayı sevmediğimizdir. | Open Subtitles | إذا كان هناك شيء واحد أعرفه بعد سنوات طويلة من كوني مع الشرطة |
bildiğim bir gerçek varsa o da bir sürü kız arkadaşın olduğu. | Open Subtitles | حسناً ثمة شىء واحد أعرفه كحقيقة: لديك خليلات كمثل مكيال حبوب "البوشل" |
- Belki bir önemi yok ama şu hayatta bildiğim bir şey varsa o da internet bağlantısını düzeltmektir. | Open Subtitles | ولكن هناك شيء واحد أعرفه وهو كيفية أصلاح جهاز الأتصال بالأنترنت |
Çünkü bildiğim bir şey varsa o da bir efsaneyi nasıl yayacağımdır. | Open Subtitles | لأن هناك شيء واحد أعرفه وهو كيفية نشر أسطورة. |
Çünkü bildiğim bir şey varsa o da bir efsaneyi nasıl yayacağımdır. | Open Subtitles | لأن هناك شيء واحد أعرفه وهو كيفية نشر أسطورة. |
Çünkü bildiğim bir şey varsa başka birisiyle evlenmeyeceğim. | Open Subtitles | لأن هناك شيء واحد أعرفه وهو أنني لن أتزوج غيرك |
Eğer bildiğim bir şey varsa, o da sesimdir. | Open Subtitles | اذا كان هنالك شيء واحد أعرفه , هو صوتي |
Böyle bir şey atabilecek bildiğim tek silah var, DX-4. | Open Subtitles | هناك سلاح واحد أعرفه يستطيع إطلاق شيء كهذا |
bildiğim tek şey denizaltı, pervaneli uçaklar ve votkanın mide fesadına yol açması. | Open Subtitles | لكن شئ واحد أعرفه أن الغواصات ، والمروحيات ،والطائرات ، والفودكا |
Baker hakkında bildiğim tek şey, tanıdığım insanları öldürdüğü. | Open Subtitles | بيكر واحد أعرفه عن، وانه قتل الناس وأنا أعلم عنه. |
Haydi, bu nasıl bir ilişki bilmiyorum... ama bildiğim tek bir şey var. | Open Subtitles | هيا,لا أعلم ماذا عن علاقتنا .......... لكن هناك شئ واحد أعرفه ليس فقط الآمان |
bildiğim tek bir şey var. | Open Subtitles | حسناً،شيء واحد أعرفه الذي سرق ذلك المال |
- Tanıdığım biri yoktu. Atlarını getirdim. | Open Subtitles | لم أرى أى واحد أعرفه |