Evet, efendim, ama bunu yüzde bir artırabileceğimizi düşünüyorum. | Open Subtitles | أجل.سيدى. ولكن أعتقد أنه بإمكاننا زيادة ذلك التخمين إلى واحد بالمائة |
yüzde bir ölüm ihtimaliniz bile olsa, efendim o sandviçteki marulu yer miydiniz? | Open Subtitles | لوكان هناك احتمال واحد بالمائة أنك ستموت ، سيدي هل كنت ستأكل الخس في ذلك الساندويتش ؟ |
Ama yüzde bir fazlasıyla olmaz. | Open Subtitles | ولكن ليس بمقدار واحد بالمائة أكثر. |
Bu binde bir ihtimal. | Open Subtitles | هذا احتمال واحد بالمائة |
Bu binde bir ihtimal. | Open Subtitles | هذا احتمال واحد بالمائة |
Aslında Baracus olayı Kaos Katili'ne yüzde bir bile uymuyor. | Open Subtitles | بما في ذلك حقيقة أن ( براكوس ) لا يناسب الذوق المعتاد للقاتل الفوضوي ولو بنسبة واحد بالمائة |
- yüzde bir şansı var. | Open Subtitles | -ممكن بنسبة واحد بالمائة. |
yüzde bir mi? | Open Subtitles | واحد بالمائة ؟ |